Bridget Jones Onun İçin Çıldırıyor Film Analizi…
Hollywood tarzı romantik komedilerin yarattığı gelenek, kendi starlarını öne çıkarıyor…
Yönetmen: Michael Morris
Görüntü Yönetmeni: Suzie Lavelle
Senaryo: Helen Fielding, Dan Mazer, Abi Morgan
Oyuncular: Renée Zellweger, Chiwetel Ejiefor, Leo Woodall, Colin Firth, Hugh Grant, Mila Jankovic, Casper Knopf
Kurgu: Mark Day
Müzik: Dustin O’Halloran
Yapımcı: Tim Bevan, Eric Fellner, Helen Fielding
Yapım Yılı ve Süre: 2025/124 dk.
Hollywood tarzı “sabun köpüğü” olarak adlandırılan diziler ve romantik komedi olarak adlandırılan filmlerin yarattığı gelenek, kendi starlarını öne çıkarıyor. Yakın tarihlerin Jennifer Aniston, Kate Hudson ve son dönemde taciz davasıyla gündeme düşen Blake Lively gibi isimlerine ve bu sinema türüne, İngiliz tarzı bir dokunuş olarak değerlendirdiğimiz Bridget Jones serisi ve bizimle birlikte yaşlanan, Avrupalı göçmen bir ailenin kızı olan ve bu rolle Ocar’a uzanmış Amerikalı kadın başrol oyuncusu Renée Kathleen Zellweger, serinin dördüncü filmiyle beyaz perdede tekrar arzı endam ediyor.
Beyaz perdedeki performansı kadar, son dönemlerdeki estetik yaklaşımları sonucu değişen yüz hatlarıyla magazin basınına sıkça konu olan oyuncu, abartılı mimikleri, deli dolu ve şirin tarzıyla gülümsetirken, seksist bir hikayede görsel olarak muhafazakar kalmayı da beceriyor. Kart zampara ve vefalı eski yakışıklı aşık Daniel Cleaver (Hugh Grant) filmin oyuncu kadrosuna önemli destek sunarken, bu noktada hayali bir karakter halinde beyaz perdeye yansıyan müteveffa eş Mark Darcy (Colin Firth), oyuncu kadrosundaki sığlaşmaya engel oluyor.
Hikayeyi kısaca özetlersek, sevgili eşi Mark Darcy’nin insani yardım görevlisi olarak gittiği Sudan’da hayatını kaybetmesiyle, Bridget, iki yeni yetme çocuğuyla sıradan bir yaşamın içerisinde hem anne hem de baba olmaya çalışmaktadır. Deli dolu karakteri, orta yaşın ve yalnızlığın etkilediği ruh haliyle cinsel arayışları tetiklenen Jones, muzır arkadaşlarının da teşvikleriyle tesadüfen karşılaştığı park görevlisi genç ve yakışıklı Roxster (Leo Woodall) ile dolu dizgin bir ilişkiye yelken açar. Ancak yaşamın gerçekleri ve genç partnerinin yaş farkını sorgulamaya başlaması, herkesin gıptayla izlediği bu ilişkiye nazar değdirecek ve yeni medya ağzıyla “ghosting” oluşacaktır. Ancak baş rol oyuncumuzun seksüel çekiminden kurtulamayan genç aşık geri dönse de, bu ilişkiyi reddeden kahramanımız, burnunun dibindeki ağzı düdüklü siyahi okul müdürü Mr. Wallaker’ın ve baklavalı karın kaslarının farkına varacak, yaşı yaşına, huyu huyuna uygun, on parmağında on marifet yeni partneri ve çocuklarıyla mutlu bir yaşam kuracaktır.
Eleştirmeye hikâyeden başlayalım. Bütün dünyayı birbirine katan, kendi refahı için silahlanmaya tam gaz katkı sunan, sınırları dışında olmak şartıyla her türden terör kaynağı eylemi legalleştiren ve binlerce insanın ölümünü pek de umursamayan kapitalist batı anlayışı, nedense aynı çikleti çiğnemeye bayılıyor. Dünyaya medeniyetin şefkatli elini sunmaya çalışan insani yardım görevlisi Darcy, hikayenin acıklı öyküsüne metafor oluştururken, iki yeni yetme çocukla yalnız kalmış bir annenin düzene sokmakla uğraştığı iş ve aşk hayatı paralelinde öne çıkan kadın erkek ilişkisine dair kodlamalar, bilinenin aksine yeni bir durum vaat etmiyor. Yani Batı cephesinde değişen bir şey yok.
Bu filmi izlerken, aklıma yıllar önce Bodrum’da ve tesadüfen bir arkadaşımın otelinde karşılaştığım İngiliz kadın grubu geliverdi. Hepsi evli, orta yaşı yakalamış ve bazıları artık yaşlarını iyice belli ediyor olsalar da, kurmuş oldukları arkadaşlıklar ve özellikle içlerinden birinin askere gitmek üzere olan genç bir delikanlı ile göz önünde yaşadığı dolu dizgin ilişki, hepimiz için renkli bir tatil anısı olmuştu. Bu noktada, hâkim batı tipi küçük burjuva anlayışın hoşgörüyle karşılanan değerlerinin, oryantalist bir bakış açısı ve sosyal sınıflandırmaya nasıl bir etkide bulunduğunu anlamak üzere okumalar yapmak, çok zor olmasa gerek.
Dijitalleşen sinema endüstrisi, günümüzde teknik bakımdan hiçbir şeyi şansa bırakmıyor. Bu nedenle, mekanlar, kıyafetler, sinema kuramına dair detaylarda eksik kalan bir unsurun olmadığı, başlıca oyuncuları yaş almış olsalar da, serinin önceki filmlerine koşut bir performans öne çıkıyor. Renkli, eğlenceli, dozunda ve yeterince.
Toparlanacak olursa, Yönetmen Michael Morris imzalı ve orijinal adıyla “Bridget Jones Oğlan İçin Çıldırıyor”, kan, gözyaşı, gerilim ve tekmili birden dünya çapındaki krizlerle süslenmiş günlük yaşamımıza, eğlenceli bir kahve molası vermek isteyenler ve türün meraklıları için, hoşça vakit geçirmek üzere kayda değer bir seçenek haline geliyor.
Hikmet Vardar