Kısafilm

Dalida

Fransız kadın yönetmen Lisa Azuelos, bir dönem yalnızca Fransa’da değil tüm dünyada ve ülkemizde tanınan süperstar şarkıcı Dalida’nın trajik hayat hikâyesini, kronolojik bir sıralamayla ve şarkıları eşliğinde anlatıyor. Yönetmen ve senarist olarak görev yaptığı ve Miley Cyrus’un başrolünde olduğu LOL(2012), Vincent Cassel’in oynadığı Un Moment d’égarement ‘Çılgın Bir An’ (2015) gibi filmleriyle tanınan yönetmenin son filmi Dalida…

DALİDA

Yönetmen: Lisa Azuelos

Senaryo: Lisa Azuelos

Oyuncular: Sveva Alviti (Dalida), Riccardo Scamarcio (Orlando), Jean-Paul Rouve (Lucien Morisse), Niels Schneider (Jean Sobieski), Nicolas Duvauchelle (Richard Chanfray), Vincent Perez (Eddie Barclay), Alessandro Borghi (Luigi Tenco)

Görüntü Yönetmeni: Antoine Sanier

Kurgu: Bapdiste Druot

Müzik: Jean-Claude Petit

Süre: 124 dk.

Fransız kadın yönetmen Lisa Azuelos, bir dönem yalnızca Fransa’da değil tüm dünyada ve ülkemizde tanınan süperstar şarkıcı Dalida’nın trajik hayat hikâyesini, kronolojik bir sıralamayla ve şarkıları eşliğinde anlatıyor. Yönetmen ve senarist olarak görev yaptığı ve Miley Cyrus’un başrolünde olduğu LOL(2012), Vincent Cassel’in oynadığı Un Moment d’égarement ‘Çılgın Bir An’ (2015) gibi filmleriyle tanınan yönetmenin son filmi Dalida, İtalyan asıllı ünlü şarkıcının 1933’te Kahire’deki doğumundan, 1956’da Olympia’da ilk kez sahneye çıkışına, Europe 1 radyosunun genç sahibi Lucien Morisse’le yaptığı dört aylık evlilik, evlilik dışı ilişkileri, disko geceleri, 1974’te “Gigi l’Amoroso” ile gelen büyük başarısından Hindistan seyahatine, Dalida’nın hayatının kilometre taşlarının yanı sıra, sanatçının özel hayatını da ayrıntılı bir biçimde anlatıyor. Çağdaş, karmaşık, karizmatik kişiliği ve müziğiyle farklı bir tavır sergilemiş olan Dalida’yı, sanatçıya benzerliğiyle dikkat çeken Sveva Alviti canlandırırken, 1987’de trajik bir şekilde hayatını kaybeden Dalida, genç kuşaklar tarafından fazla tanınmasa da, hâlâ belirli yaş grubundaki birçok kişinin gönlündeki yerini koruyor.

Şarkıcıya olan benzerliğininde katkısıyla Dalida’yı başarıyla canlandıran Roma doğumlu model Sveva Alviti kadar, bitiş jeneriğinde Yönetmen Lisa Azuelos’un özellikle kendisine karşı olan güveni için teşekkür ettiği, ünlü şarkıcının ölümünden önce prodüktörü olan ve Dalida’nın özel yaşamıyla ilgili birçok detayı paylaşan kardeşi Orlando’nunda bu biopic drama’ya olan katkısını gözden kaçırmamak gerekiyor. İkinci Dünya Savaşı öncesi, Kahire’de keman sanatçısı olarak görev yapan İtalyan asıllı bir baba ve ev kadını annesiyle birlikte yaşayan Dalida ya da gerçek adıyla Iolanda Cristina Gigliotti, Alman destekçisi kabul edilerek İngilizler tarafından toplama kampına atılan ve tamamen değişmiş bir adam olarak esir kampından çıkan ve kısa bir süre sonra ölen babasının ardından büyük sıkıntılar yaşayan ailesiyle Avrupaya göç eder. Girdiği bir ses yarışmasında daha sonra eşi olacak Lucien Morisse’in ilgisini çekecek ve bir yıldız olarak yükselişi başlayacaktır.

Dünyada hit olmuş birçok şarkısı Türkçeye çevrilen ve önde gelen şarkıcılar tarafından seslendirilen Dalida hitleri’nden bazıları, Ayrılık Rüzgarı (Concerto Pour Une Voix), Gönlümdeki Saraya (Salma Ya Salama), Sus Duymasın (Ne Lui Dis Pas), Görünce Seni (Besame Mucho), Palavra (Parole), Aşkı Bulacaksın (Gigi L’Amoroso) gibi ülkemizde de çok tanınan şarkılardan oluşuyor. Özellikle 70’li ve 80’li yıllarda ölümüne kadar ülkemizde televizyon ekranlarının çok bilindik yüzlerinden olan şarkıcı, Türkiye’yede gelmiş ve konserler vermişti.

Dalida’nın ilk ve başarısız olmuş intihar girişimiyle başlayan ve belgesel drama formatındaki film, şarkıcının ailesinin ve özellikle kardeşi Orlando’nun büyük katkısıyla samimi ve reel bir performansa dönüşüyor. Kuşkusuz bunda Dalida’nın star kimliğinin ve şarkılarınında rolü oldukça fazla.

Ancak Dalida’nın psikolojik olarak kendisini yenilemek için uzakdoğu’ya gitmesi ve aldığı terapiler sonucu, Fransa’ya dönüşünden itibaren, kişisel risk alarak sergilediği Olympia performansı ve burada seslendirdiği ve büyük sükse yapan, ‘je suis malade’ (hastayım) şarkısıyla sinema salonuna sanki görünmeyen bir ruh hakim oluyor. Teknik olarak yönetmenin kontrolunda olduğunu bilseniz dahi, bu özel kadının şarkıları ve kişisel dramı, bir anda ve tüm yoğunluğuyla seyirciye aktarılmaya başlıyor ve Dalida adeta filmin kontrolunu ele alıyor. Ve bu andan itibaren dramatik intiharına kadar film artan bir dramatik yoğunlukla akıp gidiyor. Dalida’nın yaşamına son vermesinin kuşkusuz bir birikimin sonucu olduğunu da anlamak gerekiyor. Özellikle evlenmek üzere olduğu, ancak SanRemo’da yarışmadan elenmesi sonucu intihar eden sevgilisi Luigi Tenco’nun Dalida ile olan aşk ilişkisi yakın zamanda Fransız TV5 kanalı tarafından çekilen uzun metraj dramaya da konu edilmişti. İtalyan yargı sisteminin bu intihar vakasında önemli eksikler bularak dosyanın yeniden açılmasını talep etmesiyle 2006 yılında Tenco’nun cesedi çıkarılarak tekrar adli tıp incelemesi yapılmış ve sanatçının intiharında yasalara aykırı bir durum bulunmadığı yapılan incelemeler sonucu anlaşılmıştı.

Sinefillerin festival listesinde yer almasa da, samimi hikayesiyle ve Dalida’nın kadın kimliğinin eşliğinde şarkılarını ve dramatik yaşamını sergileyerek sıkmadan akan ve bir duygu seli yaratarak final yapan ve yine festivalden sonra vizyona girmesi beklenen bu filmi, 36. İstanbul Film Festivali’nin hoş sürprizlerinden birisi olarak kabul etmek gerekiyor. Ölümünden kısa bir süre önce, 1985’de katıldığı televizyon programında seyircilerin sorularını cevaplayan Dalida’ya sıklıkla sorulan sorular arasında, genç aşıkları ve estetik operasyon geçirip geçirmediği yönündeki sorular dikkat çekenler oluyor. Bu denli büyük şöhret kazanmış sahne starlarının herkes gibi sıradan bir yaşama imza atmalarını ve etkilenmemelerini beklemek doğal olarak mümkün olmasa da, gerçek aşkı aramak motto’suyla yola çıkmış olan Dalida’nın bu konudaki zaafları, yakışıklı ve genç, ancak sorunlu ve sorumsuz erkeklere olan ilgisinin özel yaşamında yarattığı fırtınalar, onu da aynı girdabın içerisine çekiyor. Kişisel olarak hiç sevmediğim ve ülkemizde çokça Ajda Pekkan ve Tarkan için kullanılan, superstar deyiminin belli oranda bir gerçeği de yansıttığını kabul etmek gerekiyor. Özellikle Fransa ve İtalya’da, superstar olarak anılacak şarkıcıların başında Dalida’nın geldiğini söylemek de bir abartı olmayacaktır. Doğal olarak filminde, bu duruma gerektiğince katkı yaptığını ve ölümünden 30 yıl sonra şarkıcının anılarak, televizyon programlarına ve haberlere konu olmasına olanak sağladığını hatırlatalım.

Hikmet Vardar

Yukarı SB
error: Content is protected !!