Gizemli Nehir
Başrollerinde Sean Penn, Tim Robins, Kevin Bacon, Laurence Fishburne, Marcia Gay Harden gibi oyuncuların rol aldığı, 2003 Amerikan yapımı olan Gizemli Nehir, oyunculuktan yönetmenliğe geçmiş olan Clint Eastwood’un filmografisinde de önemli bir dönemeç oluşturuyor.
GİZEMLİ NEHİR (MYSTIC RIVER)
Yönetmen: Clint Eastwood
Görüntü Yönetmeni: Tom Stern
Senaryo: Brian Helgeland (Dennis Lehane’in aynı adlı romanından)
Müzik: Lennie Niehaus
Oynayanlar: Sean Penn, Tim Robins, Kevin Bacon, Laurence Fishburne, Marcia Gay Harden, Kevin Chapman, Laura Linney, Adam Nelson, Emmy Rossum, Cameron Bowen
Yapımcı: Clint Eastwood, Judie Hoyt, Robert Lorenz
Yapım: ABD/2003
Gizemli Nehir, Clint Eastwood’un son filmi. Başrollerinde Sean Penn, Tim Robins, Kevin Bacon, Laurence Fishburne, Marcia Gay Harden gibi oyuncular rol almışlar. 2003 Amerikan yapımı olan film oyunculuktan yönetmenliğe geçmiş olan Clint Eastwood’un filmografisinde de önemli bir dönemeç oluşturuyor. Film yaşamın içinde hemen yanıbaşımızda duran, kimi zaman bizi içine çeken, kimi zaman ise bir arkadaşımızın başına gelebilecek talihsizlikler ya da bu deyim biraz hafif kalıyor; felaketler üzerine kuruluyor. Öncelikle film hakkında şunu belirtmek gerekir. Eastwood’un son filmi son derece yalın bir sinema diliyle anlatılmış, düzeyli ve nitelikli oyunculuğu ve oldukça başarılı işlenmiş polisiye nitelikli olay örgüsüyle öne çıkan bir film. Özellikle Amerikan sinemasının dünya üzerindeki popüler yüzünün temsilcisi Hollywood sineması içinden Amerikan toplumuna gerçekçi ve eleştirel bakabilen bir film Gizemli Nehir.
Film aynı mahallede oturan ve çocukluklarını beraber geçiren üç arkadaşın, çocukluklarında aralarından birinin yaşadığı bir dehşetin, yetişkinliklerinde karşılarına çıkan farklı boyutlarını anlatıyor. Sean, Jimmy ve Dave sokakta oynarlarken çimentosu yeni dökülmüş kaldırım taşlarından birine adlarını yazarlar. Bu esnada yanlarında duran arabadan çıkan bir adam kendini polis olarak tanıtır, onları devlet malına zarar verdikleri gerekçesiyle azarlar ve aralarından Dave’i annesiyle konuşmaya götüreceğini söyleyerek zorla arabaya bindirir. Küçük Dave, biri din adamı giysileri giymiş olan bu iki adam tarafından çok kötü koşulları olan bir kilere kapatılır ve cinsel tacize (tecavüze) uğrar. Orada yaşadığı dört ölümcül günden sonra Dave’in bütün yaşamı değişmiştir. Film bu olaydan sonra, üç çocuğun yetişkinlik dönemlerine geçerek devam eder. Hayat onları farklı yaşamlara savurmuştur. Jimmy bir market işletmektedir. Önceki evliliğinden bir kızı, ikinci evliliğinden ise iki kızı vardır. Görünüşte mutlu gibidir. Sean polis olmuştur. Yaşamı fırtınalıdır. Karısı altı aydır onu terketmiştir ve henüz yeni doğan bebeğini görmemiştir. Dave ise yaşadıklarını karısına anlatamamış ve kimliğini bulamamış, hep yaşadığı trajedinin etkisiyle durağan bir süreci yaşayan bir adamdır. Onun da bir oğlu vardır. Jimmy suça karışmıştır. Onu ihbar edip hapse girmesine neden olan Ray Harris ismindeki serseriyi hapisten çıkınca öldürüp şehirdeki nehre atmıştır. Ailesine ise adam sanki ölmemiş gibi, onun adına her ay 500 dolar göndermektedir. İlk karısından olan kızı Katie’ye delice tutkundur. Katie ise Ray’in oğlu Brendan’a aşıktır. Katie ve Brendan, Los Angelas’a giderek evlenme planları yapmaktadırlar. Katie’in beklenmedik şekilde vahşi bir cinayete kurban gitmesi, çocukluk arkadaşı bu üç adamın yaşamlarını yeniden birbiriyle kesiştirecektir. Bu süreçte dedektif olan Sean, her iki arkadaşıyla polis kimliği ile muhatap olmak zorunda kalır. Katie’in öldürüldüğü gece üstü başı kan içinde eve gelen Dave ise cinayet zanlısı haline gelir. Karısı Celeste bile ondan korkarak şüphelenmektedir. Jimmy’e kocasının kızı Katie’i öldürmüş olabileceğini söyler. Yaşadığı acıdan gözü dönmüş olan Jimmy ise, öfkesine yenik düşerek çocukluk arkadaşı Dave’i öldürerek cesedini nehire atar. Filmin sonu bu acılı sürecin çözümünü üretir. Jimmy acısından ve dolduruşların etkisi altında kalarak arkadaşı Dave’i suçsuz yere öldürmüştür. Gerçekte cinayeti işleyen iki çocuk; Brendan’ın dilsiz rolü yapan kardeşi ve onun erkek arkadışıdır.
Film oyunculuk açısından ele alındığında gerçekten önemli özellikler taşıyor. Bir kere artık orta yaşlı olan ama genç kuşağın önde giden oyuncuları olarak kabul edilen oyuncular filmde yer alıyor. Bunlardan aynı zamanda yönetmenlik de yapan Sean Penn’in orta yaşlı, feleğin çemberinden geçmiş sevgi dolu baba karekterinde bir oyunculuk resitali sergilediğini belirtmek gerekir. Diğer bir oyuncu yönetmen Tim Robins’de canlandırdığı içine kapanık, aşağılanmışlığın, sindirilmişliğin getirdiği paranoyaları üzerinden atamayan Dave karekterini oldukça başarılı ve ekonomik bir oyunculukla yansıtıyor. Filmin diğer önemli bir oyuncusu ise Kevin Bacon. Kaliteli ve amaca uygun oluşturulmuş görüntü çalışması, filmin gereksindiği atmosfer duygusunu başarılı şekilde gerçekleştiriyor. Ayrıca filmin başarısında sağlam işlenmiş senaryosunun payını görmezden gelmemek gerekir. Evet Clint Eastwood’un zekice ayrıntılarla örülmüş ve Amerikan yaşamına ve genelde yaşamın trajedisine çevirdiği kamerası bu defa son derece kaliteli bir filmi ortaya çıkarmış. Hollywood’un zencileri grubuna giren, çoğu zaman oyunculuğu her zaman yönetmenliğinden önde ele alınan Clint Eastwood, Gizemli Nehir filminde bence hedefi onikiden vuruyor. İyi çalışılmış senaryosu, başarılı gözlemciliği ve düzeyli oyunculuğuyla Gizemli Nehir Oscar ödüllerinin en iddialı favorileri arasında görünüyor. Bir noktayı eklemekte de fayda var. Gizemli Nehir’in, özellikle günümüz Amerikan sinemasının neredeyse özel efektsiz sahnesi olmayan filmleri arasında, efekte gereksinme duymamış, sade bir sinema diliyle işlenmiş bir başyapıt olduğunu iddia etmek sanırım abartılı olmayacaktır.
Bülent VARDAR