Yalnızlık ve Mutsuzluğa Dair: Acı Gerçekler…
Mike Leigh, filmini siyahi İngilizlerin yalnızlığı ve mutsuzluğu üzerine bina etmiş. Acı Gerçekler (Hard Truths), zorluklarla boğuşan ve insanca bir temasın peşinde olan modern aile dinamiklerine yoğunlaşan bir film. Mike Leigh, insan ilişkileri konusunda yalın ve doğal anlatımıyla hassas ve gerçekçi saptamalarını filmlerinin ana eksenine oturtan bir yönetmen. Acı Gerçekler’de bu ilişkileri çok renkli insan ilişkileri üzerinden okumak yerine siyahiler üzerinden okuyarak keşfe çıkmış.
Batı toplumlarında varolan temas eksikliği, sistemin sosyal dayanışmaya gerek kalmadan toplumsal ve sosyal sorunlara çözüm üretmesinden kaynaklanıyor olabilir mi? Özellikle sosyal demokrat eğilimlerin ağır bastığı batı toplumlarında, yukarıdaki saptama geçerli olsa da özellikle bizim gibi büyük toplumsal akrabalık ilişkisi içinde yaşayan toplumların bu durumu anlaması zor… İki nedenle zor: Birincisi ülkemizde hiç bir zaman toplumsal ve sosyal sorunlara çözüm üreten gelişmiş bir yönetim sisteminin olmaması ve ikincisi ise kurallara aldırış etmeyen ve fazla meraklı bir toplum olmamız iddia edilebilir.
YALNIZLIK VE MUTSUZLUK SARMALI
Mike Leigh, filmini siyahi İngilizlerin yalnızlığı ve mutsuzluğu üzerine bina etmiş. Acı Gerçekler (Hard Truths), zorluklarla boğuşan ve insanca bir temasın peşinde olan modern aile dinamiklerine yoğunlaşan bir film. Mike Leigh, insan ilişkileri konusunda yalın ve doğal anlatımıyla hassas ve gerçekçi saptamalarını, filmlerinin ana eksenine oturtan bir yönetmen. Daima Mutlu (Happy-Go-Lucky-2008), Ömrümüzden Bir Sene (Another Year-2010), Mr. Turner (2014) gibi filmlerinde insan ilişkilerinin karmaşıklığını mercek altına alan doğalcı tarzıyla sevilen usta yönetmen Mike Leigh; Acı Gerçekler’de karmaşık inşan ilişkilerini çok renkli okumak yerine, siyahilerin ilişkileri üzerinden okuyarak keşfe çıkmış.
Pansy, öfkeli ve depresif bir karakterdir. En en ufak bir tartışmaya karşı aşırı sert karşılık veren ve her an kontrolden çıkmaya hazır bir kadındır. İnsanlar onun için sürekli savaşmaya hazır olduğu düşmanları gibidir. Kocası Curtley (David Webber) ile yetişkin oğlu Moses’i (Tuwaine Barrett) o kadar acımasızca eleştirir ki, onunla tartışmaya bile gerek duymazlar.
Pansy’nin, her ilişkisi gergin ve uzlaşmadan uzaktır. Onun için bir tezgahtar ya da market kasasında bekleyen bir yabancıyla kavga etmek sıradan bir eylemdir. Pansy’nin sivri dilinden ve çatışmacı mizacından otoparkta yer arayan bir adam ve kocasının iş arkadaşı (Jonathan Livingstone) da nasibini alır. Bu çatışmacı ve depresif kadının yaşamında, uyuşmayan mizaçlarına rağmen her şeye karşın ona sempatiyle yaklaşan olumlu ve neşeli kız kardeşi Chantal (Michele Austin) bile, Pansy’nin öfkesinden nasibini alır.
ALTI YIL ARADAN SONRA
Altı yıllık bir aradan sonra yönettiği Acı Gerçekler, Mike Leigh’nin yalın bir sinema dili, öyküsünün ritmine uygun kamera kullanımı ve amaçladığı dünyayı ortaya çıkaracak bir kurguyla bezenmiş. Temelinde iletişimsizlik ve yalnızlık sorunsallarını kapitalizmin beslediğine ilişkin direk göndermeler söz konusu olmasa da; Leigh’ın incelikli anlatımı insanların yaşama tutunmak için attığı çığlıkların beyaz perdeden seyirciye geçmesine engel değil !
BAŞARILI OYUNCULUK PERFORMANSLARI
Filmin önemli artılarından birisi başarılı oyunculuk performansları. Özellikle Pansy karakterini ete kemiğe büründüren Marianne Jean-Baptiste, adeta bir virtüöz gibi… Diğer oyunculuk performansları ise yönetmen Mike Leigh’in kurmak istediği dünyaya gerçekçi boyutlar katarak filmin etkisini güçlendiriyor.