Kısafilm

The_Boogeyman

The Boogeyman Film Analizi

Yönetmen : Rob Savage

Senaryo: Scott Beck, Bryan Woods ve Mark Heyman, Stephen King’in kısa hikayesinden senaryolaştırılmış

Görüntü Yönetmeni: Eli Born

Kurgu: Peter Gvodzas

Müzik: Patrick Jonsson

Oyuncular: Sophie Thatcher, Chris Messina, Vivien Lyra Blair, David Dastmalchian, LisaGay Hamilton, Maddie Nicols, Marin Ireland, Madison Hu

Yapımcılar: Dan Cohen, Dan Levine, Shawn Levy

Yapım Yılı ve Süresi : 2023, 98 Dk.

Belki tam olarak anlaşılamasa da, korku türü, bazen ölümü daha da sorgulanır kılmaktadır. Ancak bu filmlerin en önemli argümanı olan şiddet ve buna eşlik eden kan banyosu, yarattığı itici atmosfer eşliğinde insanları belki de ölümle farklı bir biçimde yüzleştirmektedir. Bu noktada türün “Baş Yapıt” olarak adlandırılabilecek özgün örnekleri, kolaycılığa kaçmaksızın, zekice detaylara gizlenmiş bir sinema diliyle öne çıkar. Senaryosu, Stephen King’in 1973 tarihli kısa öyküsüne dayanan “The Boogeyman”, İngiliz yönetmen Rob Savage’in doğuştan gelen sinema yeteneğiyle, canavarca bir öyküyü beyaz perdeye taşıyor. 

Çeşitli ödüllere layık bulunmuş genç İngiliz Yönetmen Rob Savage, filmografisinde öne çıkan  ve 18 yaşında çektiği,  mikro bütçeli uzun metraj film Strings’i  yönetir, ortak yapımcılığını ve kurgusunu yapar.  Film, gösterime girmek üzere Vertigo Films tarafından satın alınır ve ilk uzun metrajlı filmi olan “Down Terrace” ile üç yıl önce aynı ödülü kazanan, bilinen yönetmen Ben Wheatley’in izinden giderek kısa süre önce İngiliz Bağımsız Film Ödülünü kazanır.   Kısa filmlerde, sinema filmlerinde ve reklamlarda çalışan, çok ödüllü bir yazar-yönetmen ve yarının yeteneği Rob, Berlinale Yetenek forumuna da katılmıştır.  Böyle bir yönetmenin dokunuşlarıyla “The Boogeyman”, doğal olarak bizim için farklı bir anlam kazanıyor. Bu noktada, oyuncuların performansları ve gişe garantisi Stephen King ismi de önemli bir destek haline geliyor. 

On altı yaşındaki Sadie (Sophie Thatcher) ve 10 yaşındaki kız kardeşi Sawyer (Vivien Lyra Blair), annelerinin trajik ölümünün şokunu yaşamaktadırlar. Babaları Will Harper (Chris Messina) kızları için en iyisini yapmaya çalışmakta ancak onlarla duygusal ve psikolojik düzeyde iletişim kurmak konusunda zorluklar yaşamaktadır. Başarılı bir terapist olan Will’in, kızlarına, detaylı açıklamalarda bulunmaması ve annelerinin can yakıcı kaybı hakkında konuşmaması, zaten parçalanmış olan ailenin işini daha da zorlaştırmaktadır.

Lester Billings (David Dastmalchian) adındaki gizemli bir hasta, çocuklarının ölümünden duyduğu üzüntüden kurtulmak için beklenmedik bir şekilde evinde terapi seansı düzenleyen Will’e başvurduğunda, kuytuda yaşayan ve kurbanlarının acılarından beslenen şeytani bir varlık oluşur. Sadie ve Sawyer, bu doğaüstü varlığın evlerinde belirmesiyle korkunç olaylara maruz kalırlar ve bu durumu Will’in gerektiğince kavrayamaması, aileyi bir yok oluş tablosuyla yüzleştirecektir.

The Boogeyman / Fragman

King imzalı kısa bir hikayeden geliştirilen öyküde, senaristler Beck, Woods ve Mark Heyman’ın katkısının dikkatle altını çizmek gerekiyor.  Psikiyatrist Will Harper’ın (Chris Messina) ev ofisinde başlayan gerilim, King’in hikayesinde olduğu gibi, iki çocuğunun hayatına mal olan sözde bir “şeytansı güç”ten bahseden hastası Lester Billings’in (David Dastmalchian), daha sonra Will’in dolabında intihar etmesiyle bambaşka bir ivme kazanıyor. Will’in, annesinin bir kaza sonucu zamansız ölümüyle sarsılmış ergenlik çağındaki kızı Sadie kendisini toparlamaya çalışırken, sorunlu kız kardeşine de destek olmaya çalışıyor. Ancak “terzi söküğünü dikemez” misali en büyük desteği alması gereken ve bir uzman olan babası bu konuda duyarsız kalmayı sürdürmektedir. 

Yönetmen Rob Savage, bu noktada sıradan bir trajediyi, olağan bir atmosfere hapsederken, ailenin yaşadığı açmazı seyirciye kendi üslubuyla sunuyor. Kuşkusuz başka insanların psikolojik sorunlarına uzanabilen bir uzmanın, kendi yaşamı içerisinde karşı karşıya kaldığı açmazlar, farklı okumalar yapmaya da fırsat veriyor. Kendi acısını yaşamakta zorlanan, hayatını kötü anılardan temizlemek için çaresiz kalan Will, kızlarıyla iletişim kurmakta zorlanmakta, hem annelerinin kaybı hem de evde meydana gelen şeytani olaylarla ilgili çaresiz kalmaktadır.

Kötü niyet ve şeytani insan davranışları kuşkusuz bu sinema türünün en önemli silahları arasında sayılabilir. Özellikle Stephen King gibi benzer öykülerle öne çıkmış bir yazarın kaleminden doğarak yetenekli senaristler elinde şekillendirilen bu tür öyküler, farklı bir standart da oluşturabiliyor. Yönetmenin başarılı bir görüntü tasarımıyla filme adeta monte ettiği ve bir tür bulanıklaştırma efektiyle sakladığı bu canavarca davranan güç ve korku unsurunu öne çıkartan tema, filmin vurucu gücü haline geliyor.

Yönetmen Rob Savage’ın, belki de görüntü yönetimine olan hakimiyetinin de katkısıyla,  “The Boogeyman” görsel olarak da dikkat çekici bir film haline geliyor.  Eli Born imzalı görüntü tasarımı, filmde kullanılan sinema diline teknik olarak katkı sağlarken, sinema kuramına kendine özgü yorumlar sunan kadrajlarda ilgi çekiyor. Film, ışık tasarımı ve kurgusuyla da etkileyici bir yorum oluştururken,  temposunu koruyan ve sinema dilini seyirciye başarıyla aktaran bir yapım haline geliyor.       

Kişisel olarak bu türe uygun olarak kotarılan filmleri, esasen kurmaca filmlerin beylik yöntemlerini en iyi kullanan ve çok basit teknik dokunuşlarla atmosfer yaratan yapımlar olarak değerlendirenlerdenim. Ancak, bu noktada öne çıkan, yönetmenin üslubu kadar, filmin oyuncularının performansları, görüntü estetiği ve stilize kadrajlar kadar, sinemanın teknik kuramının farklı bir üslupla uygulanması oluyor. Bu bakımdan Rob Savage imzalı “The Boogeyman” dikkate değer bir yapım haline gelebilir.

Hikmet Vardar 

Yukarı SB
error: Content is protected !!