Kısafilm

Dönüm Noktası – The Humbling

Yaşlanmakta ve popülerliğini yitirmekte olan aktör Simon Axler (Al Pacino), erkeğin yedi perdelik oyunu olarak adlandırdığı hayat sahnesinde, sanatı ve özel yaşamı birbirinden ayırmanın yarattığı zorluklar ve yaşının getirdiği bunalımlarla başa çıkmaya çalışırken, tutkulu hayranı genç ve çekici lezbiyen Pegeen (Greta Gerwig) ile ilişkiye girecek, tüm zorluklara karşın, bu ilişkiden aldığı güçle sahnedeki son çıkışını yapmaya odaklanacaktır…

The Humbling – Dönüm Noktası

Yönetmen – Barry Levinson

Görüntü Yönetmeni – Adam Jandrup

Senaryo – Buck Henry, Michal Zebede, based on a novel by Philip Roth

Kurgu – Aaron Yanes

Müzik – Marcelo Zarvos

Yapımcılar – Jason Sosnoff, Barry Levinson

Oyuncular – Al Pacino, Greta Gerwig, Nina Arianda, Dylan Baker, Charles Grodin, Dan Hedaya, Billy Porter, Kyra Sedgwick, Dianne Wiest, Mary Louise Wilson

Yaşlanmakta ve popülerliğini yitirmekte olan aktör Simon Axler (Al Pacino), erkeğin yedi perdelik oyunu olarak adlandırdığı hayat sahnesinde, sanatı ve özel yaşamı birbirinden ayırmanın yarattığı zorluklar ve yaşının getirdiği bunalımlarla başa çıkmaya çalışırken, tutkulu hayranı genç ve çekici lezbiyen Pegeen (Greta Gerwig) ile ilişkiye girecek, tüm zorluklara karşın, bu ilişkiden aldığı güçle sahnedeki son çıkışını yapmaya odaklanacaktır.

Venedik ve Toronto Film Festivallerinde yarışma dışı gösterilen, gözden düşmüş yaşlı sahne oyuncusu Simon Axler’ı Al Pacino’nun başarıyla canlandırdığı The Humbling, Philip Roth’un fazla övgü almamış romanı’ndan adapte edilen senaryosu ve Günaydın Vietnam, (Robin Williams, Forest Whitaker – Touchstone Pictures 1987 ABD) ile en iyi yönetmen dahil dört dalda Oscar Ödülü kazanmış Yağmur Adam Rain Man (Tom Cruise , Dustin Hoffman, United Artiste 1988) filmlerinin tanınmış yönetmeni ve altı defa Oscar ödüllerine aday gösterilmiş Barry Levinson’ın başarılı sinema yorumuyla, seyirciyi, dönemini tamamlamış ve yaşının getirdiği sorunlardan bunalmış bir sahne oyuncusunun traji-komik öyküsüyle başbaşa bırakıyor.

Filmin başlangıç sahnesinde performans öncesi içkili bir halde kulisteki ayna karşısında, karşılıklı kısa geçişli planlarla ve iki ayrı kişi konuşurmuşçasına, kendisiyle konuşan Axler, bina içerisinde dolaşmaya başlar ve yanlışlıkla dışarıya çıkar. Ancak kilitli kapıyı açamaz ve kendisini tanımayan ön kapı görevlisini, kısa bir süre sonra sahne alacağı oyunun başrol oyuncusu olduğuna inandırmakta zorluk yaşar.

İçinde bulunduğu ruh hali sahneden atlamasına neden olur ve bu olay kendi isteğiyle, terapi görmek üzere bir kliniğe yatması sonucunu getirir.

Filmin ilk bölümünde karakterin öyküsüne ve içinde olduğu ruh haline yoğunlaşan senaryo, ilerleyen sahnelerde, Buck Henry ve Michael Zebede’nin dokunuşlarıyla Woody Allen tarzı bir atmosfere bürünürken, filmi, aktörün ileri yaş tragedyasından diğer oyuncuların katkılarıyla uzaklaştırarak, absürd bir komediye doğru yönlendiriyor. Böylelikle Axler’ın yaşı ve girdiği ilişki nedeniyle yüzleşmek zorunda kaldığı cinsel ve finansal sorunlar, bir anda gelişen ve sekse dair aykırılıkların süslediği olaylarla farklı bir yön kazanırken, Pegeen’in bu ilişkiye şiddetle karşı çıkan ailesi ve özellikle Axler’la geçmişte birlikte sahne alan ve ilişki yaşamış annesinin (Dianne Wiest), gecikmiş itirafı ve sahne öncesi yaşanılan kavga, Axler’in seyirciyisini allak bullak eden doğaçlama ve görkemli sheakasper performansı sonrası ‘altın vuruş’ yapmasıyla sonuçlanacaktır.

Sinema tarihinde kilometre taşı oluşturmuş filmlerdeki rolleriyle öne çıkan deneyimli oyuncu Al Pacino, Pegeen rolünde izlediğimiz genç ve çekici Greta Gerwig eşliğinde kendisinden de izler taşıyan bir hikayeye imza atıyor. Amerikan sinema endüstrisinin standartlaşmış teknik alt yapısı ve Connecticut banliyösünün doğal atmosferinde çekilen “The Humbling” başarılı görüntü ve müzik tasarımıyla iyi kotarılmış bir film.

Kaçınılamayacak doğal bir süreç olan yaşlanmanın getirdiği sorunların ve şöhretin, insanı deha ile delilik arasındaki ince çizgiye oturtan ve kendi içinde yalnızlığa sürükleyen karşı konulamaz gücü başarıyla vurgulanırken, yönetmenin filmografisinde önemli yer tutan ve çok tanınan filmi Günaydın Vietnam’ın baş rol oyuncusu Robin Williams’ın trajik intiharı da, bu perspektifi seyirciye başarıyla sunan Barry Lewinson’ın filmine ayrı bir anlam kazandırıyor.

Dönüm Noktası, son yıllarda kamera ve grip teknolojilerinin getirdiği kolaylıklarla yaygınlaşan ve seyirciyi bir belgesel gerçekliğinde filme dahil eden elde kamera kullanımı, dramatik tiyatro tarzı aydınlatma ve filmin atmosferine katkı sağlayan müzik tasarımıyla öne çıkarken, kendisi de, ilerleyen yaşı nedeniyle yaşamının benzer bir dönemindeki Akademi Ödüllü ve yedi kez Oscar Ödülü’ne aday gösterilmiş olan Al Pacino, alışıldık performansıyla filme damga vuruyor. Ancak aktör’ün sinema tarihine geçmiş “Baba” üçlemesi gibi örnek performanslarıyla kıyaslandığında, zayıf kalsa da, başarılı oyuncu, Pulitzer Ödüllü Philip Roth’un filme ilham kaynağı olan romanı hakkında yaptığı açıklamalarda, film yapmak istediği kitapların az olduğunu ancak öykünün kendisine ilginç ve büyüleyici geldiğini, hayatına yakın izler taşıdığını belirterek, kendi yaşamınında benzer bir yöne sürüklendiğini ifade ediyor.  Yazarın hayranı olduğununda altını çizen Pacino, bu filmde rol almasının kendisi için heyecan verici olduğunu belirtiyor.

Hayranları bakımından kayda değer bir Al Pacino performansı sayılmayacak olsa da,  Dönüm Noktası,  Al Pacino ve Greta Gerwig kadar, Connecticut banliyösünün doğal atmosferinin de öne çıktığı, eğlenceli ve dramatik bir seyirlik de sayılabilir.

Hikmet Vardar

Yukarı SB
error: Content is protected !!