Alexander Dumas’nın Ölümsüz Eseri Monte Kristo Kontu: Yeniden !
Günümüzde zaman zaman Amerikan sinemasının cesaret edebildiği Monte Kristo Kontu gibi tarihi kostüme dramalar, Avrupa sineması için aslında cesaret gerektiren bir çaba… Yönetmen La Patelliere, zaman zaman teatral bir anlatıma dönüşen filminin altından başarıyla kalkarak ortaya uzun süresine karşın ilgiyle izlenen bir yapıt çıkarmış.
Monte Kristo Kontu (Le comte de Monte-Cristo), yazar Alexander Dumas’ın ölümsüz romanlarından birisi. İnsanoğlunun daha çok kötücül zaaflarına ve az da olsa erdemli yanlarına da, tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi yer veren bu tarihi kostüme drama, defalarca tiyatro oyunu ve sinema filmi olarak uyarlansa da; bu süreç yeni bir versiyonunun, 40 milyon Avroluk dev sayılabilecek bir bütçeyle yeniden çekilmesine engel olmamış. Peki filmde yeni bir şey var mı? Dijital çağda hala bu tarz filmlerin çekilebilmesi bir kazanç mı yoksa artık kimsenin umurunda değil mi?
UZUN ÇEKİM SÜRECİ
Bir yıldan fazla bir sürede gerçekleştirilen film, şüphesiz büyük bir emek işi ve görkemli bir prodüksiyon. Filmin yönetmeni Alexandre de La Patelliere, Fransız Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen basın gösterimi sonrasında, filmde romanda olmayan ve kendisinin eklediğini belirttiği Angele karakterini canlandıran Adela Simphal ile filmi hakkında açıklamalarda bulundu ve sinema yazarlarının sorularına cevap verdi.
Filmin ortak yönetmenlerinden Alexandre La Patelliere (diğer yönetmen Matthieu Delaporte), Monte Kristo Kontu filminin yeni bir versiyonunu hayata geçirme sürecinde filmin yapımcısının tedirginlik içinde olduğunu ve dijital teknoloji esareti altında bulunan genç kuşağın, filmi izleyip izlemeyeceğinden kuşku duyarak büyük bir risk aldıklarını belirtti. Her şeye karşın gençlerin de iyi bir projeye kayıtsız kalmadığını ve destek olduklarını filmi sayesinde gördüklerini belirtti.
FRANSA’DA DOKUZ MİLYON BOX OFFICE RAKAMI
Fransa’da vizyona girdikten sonra dokuz milyonu aşkın seyirci tarafından izlenen bir gişe başarısı yakalayan Monte Kristo Kontu, 178 dakikalık uzun bir film ve bizde de 18 Ekim Cuma günü vizyona girecek. Umarız Fransa’da yakaladığı seyirci başarısına ülkemizde de ulaşabilir.
Günümüzde zaman zaman Amerikan sinemasının cesaret edebildiği Monte Kristo Kontu gibi tarihi kostüme dramalar, Avrupa sineması için aslında cesaret gerektiren bir çaba… Yönetmen La Patelliere, zaman zaman teatral bir anlatıma dönüşen filminin altından başarıyla kalkmış ve ortaya uzun süresine karşın ilgiyle izlenen bir yapıt çıkarmış.
OPERA OLARAK DÜŞÜNÜLMÜŞ
Film daha önce beş perdelik bir opera olarak düşünülmüş. Yönetmen La Patelliere, filmin ikinci yarısında teatrel bir etki var mı sorumuzu, özellikle filmin ikinci yarısında teatral bir etki, atmosfer yaratmayı bilinçli olarak tercih ettiğini belirterek cevapladı.
Daha önce de vurguladığımız gibi ufak nüanslar dışında bu son Monte Kristo Kontu’nun radikal bir değişim içeren anlatım vaadi bulunmuyor. Geniş kitleler tarafından içselleştirilmiş ve pek çok uyarlaması yapılmış böyle bir yapıtın yeni bir vaadde bulunması gerekir mi? Günümüzün dijital dünyasında, efektlere boğulmuş bilim kurgu ve aksiyon filmleri içinde, Monte Kristo Kontu gibi sinematografik sadeleştirmelere ihtiyaç var.
BAŞARILI BİR UYARLAMA VE DÖNEM FİLMİ
Filmde, harcanan paranın hakkı verilerek bir dönem filminin ihtiyaç duyduğu atmosfer başarıyla kotarılmış. Ayrıca dönemin yaşam tarzı, aksesuar, kostüm, makyaj ve saç stilleri de başarılı ve etkili bir sanat yönetmenliği çalışmasıyla filme monte edilmiş. Filmin başarısında bir diğer önemli unsur ise film müzikleri. Filmin büyük kısmı yönetmen La Patelliere’in basın gösterimi sonrasında belirttiği gibi Paris ve çevresinde çekilmiş.
Kaptan Edmond Dantes (Pierre Niney), hayatının büyük aşkı Mercedes (Anais Demoustier) ile kilisede evlenmek üzereyken düşmanlarının kendisine kurduğu bir tuzakla, Elba Adası’nda sürgünde bulunan Fransa İmparatoru Napolyon taraftarı olmakla suçlanarak; Fransa’nın en kötü şöhretli hapishanesi If Şatosuna hapsedilir ve burada geçirdiği 14 yıllık hapis hayatı sonrasında düşmanlarından intikam almaya yemin eder.
Yukarıda konusunu özetlediğimiz Alexander Dumas’ın meşhur romanı Monte Kristo Kontu’nun, büyük ölçüde özüne sadık kalınarak çekilen bu son halkasında yer alan ilginç bir olgu ise, zaman zaman Osmanlı İmparatorluğuyla Fransa arasında ilişkilere de konu olan ve Osmanlı Devletine isyan eden Tepedenli Ali Paşa göndermeleri…
Filmin ana karakterlerinden ve Edmond Dantes’in hasmı Fernand de Morcef (Bastien Bouillon), filmde gerçek yaşamda olduğundan farklı şekilde Tepedenli Ali Paşa’yı öldürür ve Edmon Dantes’in himayesinde olan kızı Haydee (Anamaria Vartolomei), babasını öldüren Morcef’den intikam alacağı günü beklemektedir. Şüphesiz gerçeklerle bağdaşmayan ve kurmacanın sınırları içinde filmde ele alınan bu olgu tartışmaya açık olsa da; son tahlilde yönetmen La Patelliere’in, filminde yaptığı Osmanlı göndermelerinin oryantalist bir bakış içermediğinin de altını çizelim.