Kısafilm

23-randevu-istanbul

Yönetmenler Çevrimiçi Söyleşilerde Buluştu

Randevu İstanbul Yönetmenleri çevrimiçi söyleşilerde buluşturmaya devam ediyor

Hafta sonunu evde geçiren sinemaseverlere film seçkisiyle keyifli anlar yaşatan 23. Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali’nde, “Geleceğin Sinemacılarından Kısalar” bölümünde yer alan filmlerin yönetmenleri ve “Türk Sinemasına Bir Bakış” bölümünde yer alan Karınca filminin yönetmeni Nazif Tunç, TÜRSAK Vakfı YouTube kanalındaki çevrim içi söyleşilerde filmleri hakkında merak edilenleri cevapladı.

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü katkılarıyla Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı (TÜRSAK) tarafından 23 Aralık tarihine dek gerçekleştirilecek 23. Randevu İstanbul Uluslararası Film Festivali’nde hafta sonunun ikinci gününde de yönetmenleri filmlerinin hikayesini anlatma fırsatı buldu. TÜRSAK Vakfı YouTube kanalında gerçekleştirilen çevrim içi söyleşileri takip eden sinemaseverler, yönetmenlerin hikayelerinden ilham aldılar.

Günün ilk etkinliği TÜRSAK Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve Yapımcı Bulut Reyhanoğlu moderatörlüğünde Geleceğin Sinemacılarından Kısalarbölümünde yer alan Beni Aya Uçur filminin yönetmeni Melih ÖnderBu da mı Gol Değil?filminin yönetmeni Feyzi BaranKalanlar filminin yönetmeni İrem Berrak Günenİnşaattaki filminin yönetmeni Doğan Belge ve Tablodaki Kadın filminin yönetmeni Ferit Göktaş ile gerçekleştirildi.

“Hikayemin Temelinde Taşınma Duygusu Yatıyor”

Kalanlar filminin yönetmeni İrem Berrak Günen filmi pandeminin başında çekmelerine rağmen sürecin kendileri açısından kolay geçtiğini belirtti. Sette çocuk oyuncularla çalışacağı için ilk başlarda çekincelerinin olduğunu ama çekimlerin hiç korktuğu kadar olmadığını da dile getiren genç yönetmen, çocukların ailesinin de yardımlarıyla rahat bir süreç yaşadığını ifade etti. Filminin hikayesini ilk olarak ders kapsamında yazdığını, daha sonra ise bunu senaryoya dönüştürmek istediğinde yardımına TÜRSAK Vakfı’nın gerçekleştirdiği Geleceğin Sineması Yarışması’nın yetiştiğini söyleyen Günen, hikayenin temelinde memur bir babanın çocuğu olarak taşınma duygusu yattığını açıkladı. 

“Senaryomu Gözlemlediğim Olayları Biriktirerek Yazdım

İnşaattaki filminin yönetmeni Doğan Belge de filmini iki günlük kısa bir süreçte çektiğini söyledi. Çekimler sırasında yaşadıkları bir anısını da anlatan Belge, zabıtaların kendilerine ceza yazdığını fakat öğrenci filmi çektiklerini ve gerekli izin belgelerini gösterdiklerinde cezanın iptal olduğunu söyledi. Senaryosunun yazım sürecini gözlemlediği olayları biriktirerek yazmasına dayandıran yönetmen, yazım sürecinde en zorlandığı kısmı ise filmin sonu olarak açıkladı.

“Aldığım Küçük Notlar Birleşerek Filme Dönüştü”

Söyleşide yer alan bir diğer yönetmen de Tablodaki Kadın filminin yönetmeni Ferit Göktaş’tı. Çekim sürecinin pandemiye denk gelmesine rağmen moralini hiçbir zaman bozmadığını ve duruma hep olumlu yönden yaklaştığını söyleyen Göktaş, dışarıda fazla insan olmamasının çekimlerine olumlu katkı yaptığını vurguladı. Senaryosunu yazarken gördüğünü, dolaştığını ve okuduğuna değinen yönetmen, filmimi ise bir tablodan esinlenerek çektiğini ifade etti.  Aldığı küçük küçük notların çıkış süreciyle birleştiğinde filme dönüştüğünün bilgisini veren Belge, senaryonun ilk yazım sürecinde hiçbir şekilde bütçeyi düşünmediğini, bütçeyi aştığı durumlarda da sahneleri değiştirdiğini belirtti. 

“Tüm Çekim Sürecimi Pandemiye Takılmadan Evimde Gerçekleştirdim”

Beni Aya Uçur filminin yönetmeni Melih Önder animasyon türündeki kısa filmin ilk süreçte stop motion olarak çekmeyi düşündüğünü fakat bunun teknik birçok zorluğu olduğu için farklı bir yol izlediğini açıkladı. Tüm süreci evinde ve zamana yayarak yürüttüğü için pandeminin üretimini çok fazla etkilemediğini söyleyen Önder, karakter tasarımı, mekan ve sahne tasarımı için planlama yaparak süreci yönettiğini belirtti.

“İyi Bir Ses ve Görüntü Ekibi Bir Filmin Her Şeyidir”

Bu da mı Gol Değil? filminin yönetmeni Feyzi Baran da senaryosunun yazımı öncesi uzun görüşmeler ve araştırmalar yaptığının bilgisini vererek daha sonrasında zihninde oluşturduğu matematiğin belgesel türüyle değişikliğe uğradığını söyledi. Belgeseli için yapmış olduğu röportajların tamamını temize çektiğinde elinde 60 sayfalık bir metin olduğunu söyleyen Baran, bunu daha sonra daha da kısalttığını fakat kendisi için çok zorlu bir kısaltma süreci olduğunun altını çizdi. Çekimler bitirdiklerinde ellerinde 6-7 saatlik bir kayıt olduğuna da dikkat çeken genç yönetmen, bunu kurgucusunun da başarısıyla 18 dakikaya kadar indirdiklerini belirtti. Kısaltma sürecinde kurgucusuna tamamen güvendiğini ve tüm süreci ona bıraktığını ifade eden yönetmen, bir film için en önemli kısmın iyi bir ses ve görüntü ekibi bulmaktan geçtiğini de sözlerine ekledi.

“Film Çekmek Bir Yönetmen İçin Bir Sabır Mücadelesidir”

Günün ikinci etkinliği ise yönetmen Bora Talat Oyacı moderatörlüğünde festivalin Türk Sinemasına Bir Bakış bölümünde yer alan Karınca filminin yönetmeni Nazif Tunç ile gerçekleştirildi. Film çekme sürecini bir yönetmen için sabır mücadelesi olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Nazif Tunç, saf olan hayalin kendi dışındaki etkenlerle eksildiğini ve bir filmin ortaya çıktığını belirtti. Bu eksilme duygusunu Karınca filminde başlangıcından itibaren iyilik ve güzellik duygusundan dolayı hiç olmadığına da değinen Tunç, bunun tam aksine filmin ilk başından son anına dek daha da olgunlaştığını ifade etti.

Nazif-tunc
Nazif Tunç
Yukarı SB
error: Content is protected !!