Kısafilm

sami_sekeroglu

Sinemaya Adanmış Bir Yürek Sustu: Prof. Sami Şekeroğlu Sonsuzluğa Göçtü! 

Sami Hocanın ardından bir veda yazısı yazmak kolay değil. Kendisiyle pek çok anımız var. Klasik gibi görünen aslında aykırı biriydi Prof. Şekeroğlu… Sinema tutkunu cesur biriydi. İnandığı şeylerin arkasında kararlılıkla durdu. Gençlik yıllarında İDGSA’nın bir merdiven altında, ülkemizin uluslararası arenada sinema eğitimine en yakın kurumlarının temelini attı, bugün kapılarına deprem riski gerekçe gösterilerek kilit vurulmuş olsa da… 

Prof. Sami Şekeroğlu, Elazığ, Harput’lu bir Anadolu delikanlısıydı. Yeteneği onu ülkemizin en gelişmiş şehrine taşıdı, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nin (İDGSA) Yüksek Resim Bölümü’nde öğrenci oldu. İçine girdiği vizyoner ortam, onu sinema tutkusunun izinde Türk sinemasının hamiliğine taşıdı. Ülkemizde bugün Türk sineması diye bir olgudan bahsediliyorsa bu çorbada onun çok tuzu var.

TUTKULU CESUR YÜREK

Sami Hocanın ardından bir veda yazısı yazmak kolay değil. Kendisiyle pek çok anımız var. Klasik gibi görünen aslında aykırı biriydi Prof. Şekeroğlu… Sinema tutkunu cesur biriydi. İnandığı şeylerin arkasında kararlılıkla durdu. Gençlik yıllarında İDGSA’nın bir merdiven altında, ülkemizin uluslararası arenada sinema eğitimine en yakın kurumlarının temelini attı, bugün kapılarına deprem riski gerekçe gösterilerek kilit vurulmuş olsa da… Bu süreç daha önce ideal eğitim koşullarına sahip  Sinema Televizyon Bölümünü, yetersiz mekanlara sıkışmaya zorladı. STV Bölümü ve STV Merkezinin binalarının kapatılmasıyla ilgili daha önce çeşitli yazılar yazmış ve bu kurumların önemini vurgulamıştık.

sami_sekeroglu

 BİR MERDİVEN ALTINDA ATILAN TEMEL !

Prof. Şekeroğlu her şeyin temelini bir merdiven altında “Klüp Sinema 7” ile attı. Bu klübü, günümüzün “merdiven altı”  oluşumlarıyla karıştırmamak lazım. Klüp Sinema 7, kurulduğu 1962 yılından başlamak üzere, sanat dünyamızın önemli isimlerinin desteğini almış, sanatçı ve aydınlar Sami Hocanın yoldaşı olmuştu. Klüp Sinema 7, 1967 yılında Türk Film Arşivi ismini almıştı. Daha sonra Sinema Televizyon Enstitüsüne ve Sinema Televizyon Merkezine evrildi. Arşivin kuruluş amacı şöyle açıklanmıştı: Sinema sanatının sürekliliğini sağlamak ve sinemanın tarihsel gelişim çizgisine yararlı olabilmek için her türlü sinematografik belgeyi derleyip gelecekte de seyredilip incelenebilmesi için titizlikle korumak, bu amaca bağlı olarak öncelikle Türk sinemasına ait ürünleri derlemek korumak, böylece ulusal bir sinema arşivi kurulmasını sağlamak film gösterileri düzenleyerek sinemanın gelişimini izlemek ve bu gelişimi sağlayan belli başlı yapıtlar üzerinde inceleme imkânını açmak, sinemanın tarihi, estetiği, sosyolojisi üzerine yayınlar yapmak, Türkiye’de ve diğer ülkelerdeki sinema kuruluşlarıyla yukarıdaki amaçlar çerçevesinde işbirliği yapmak” (1)

Prof. Şekeroğlu ülkemizin ilk sinema sanatı eğitimini başlattığı İDGSA Sinema Televizyon Bölümü’nde, ülkemizin önemli yönetmenleri olan Lütfi Ö.Akad, Metin Erksan, Hait Refiğ ve Memduh Ün gibi “Sinemacılar Dönemini” var eden sanatçıları da arkasına almış ve üretimle eğitim anlayışıyla geleceğin sinemacılarının yetişmesini sağlamıştı. Aralarında kimler yoktu ki… Kısa süre kurumun rahle-i tedrisinden geçen yönetmen Nuri Bilge Ceylan, Osman Sınav, Serdar Akar, Gani Müjde, Murat Şeker, Özer Kızıltan gibi yönetmenler; Uğur Eruzun, Uğur İçbak, Hasan Gergin, Emre Erkmen, Doğan Sarıgüzel, Soykut Turan, Mehmet Aksın, Selahattin Sancaklı, Eyüp Boz gibi görüntü yönetmenleri ve adını sayamadığımız ve sinema televizyon sektöründe öne çıkan pek çok isim bu kurumdan yetişti.

 AYRIKSI SİNEMA EĞİTİMİ

Prof. Sami Şekeroğlu’nun kurduğu Sinema Televizyon Bölümü, vurguladığımız gibi sinema sanatı eğitimi açısından  ülkemizde ayrıksı bir örnekti. Eğitimi oluşturan bütün yarı yıllar atölye şeklinde gerçekleştiriliyor ve her atölyede Türk sinemasının efsane isimleri Lütfi Ö. Akad, Metin Erksan, Halit Refiğ, Duygu Sağıroğlu, Feyzi Tuna gibi yönetmenler ve görüntü yönetmeni İlhan Arakon’un atölyelerinde öğrenciler sinema eğitimi alıyordu. Günümüzde yönetmen Serdar Akar ve görüntü yönetmeni Uğur İçbak  mezun oldukları okulda bayrağı taşıyorlar.

İlk yıllarda arşiv çalışanları filmlerin kültürel miras olduğu biliciyle depolara atılan filmleri toplayıp, restore ederek başlattıkları çalışmaları; giderek film yapımcılarını ikna eden Şekeroğlu’nun, kendilerine emanet ettikleri filmleri koruma süreciyle geliştirdiler. Bu süreç daha önce vurguladığımız gibi Türk Film Arşivi’ne, oradan da günümüzdeki ismiyle Prof. Sami Şekeroğlu Sinema Televizyon Merkezi’ne dönüştü.

PRESTİJLİ BİR KURUMDU

Mimar Sinan Üniversitesi, GSF Sinema Televizyon Bölümü; Münih Film Akademisi, Fransa Femis, London Film Schooll, Polonya Film Enstitüsü gibi dünyanın en prestijli sinema okullarıyla kıyaslanabilecek bir kurumdu. Günümüzün moda deyimiyle bir külliye olan kurumun içindeki film arşivi, merkezi Hollanda’da bulunan FIAF’ın (Uluslararası Film Arşivleri Federasyonu) yetkili ve asil üyesiydi. Ayrıca külliyede, belge arşivi, geçmişte ülkemizin en gelişmiş film yıkama ve film baskı laboratuvarı, son teknolojiyle donatılmış sinema salonları, sinema müzesi, stüdyolar ve kültürel miras olarak korunacak filmler için önemli olan dijital restorasyon üniteleri vardı. 

Kurum retrospektif bir bağlamda Yeni Dalga’nın efsanevi yönetmenlerinden François Truffaut, yönetmen Elia Kazan, çağdaş sinemanın önemli yönetmenlerinden Kim Ku-duk’a ve adını anımsayamadığız dünya sinemasının başka önemli isimlerini de öğrencileri ve sinema tutkunlarıyla bir araya getirmişti.

sami_sekeroglu

 KURDUĞU KURUM EVİ GİBİYDİ

Prof. Şekeroğlu’nun, yaşamını evinden çok bu kurumda geçirdiğini belirtmek abartı sayılmamalı. Hatta kurumdaki odasında yatağı bile olduğu söylenirdi. Film Arşivi, ülkemizin masumiyet yıllarına ait pek çok filmi barındırdığı kadar, ülkemizin erken dönem ayrıksı sinema sanatçısı Alp Zeki Heper’in kült yapıtı “Soluk Gecenin Aşk Hikayeleri” gibi yapıtları da barındırıyordu. 

Bir insanın böylesi bir işe kendisini adaması için başta da belirttiğimiz gibi tutkulu ve cesur olması gerekirdi. Her iki özellik de yaşama veda eden Prof. Sami Şekeroğlu’nda vardı. Onun yoldaşı yakın çalışma arkadaşları ve iyi yetişmiş öğrencileri, bu bayrağı ondan teslim aldılar ve taşımaya devam edecekler, güçleri yettiği kadar… Işıklar içinde uyusun.

KAYNAKLAR

(1) https://film-arsivi.msgsu.edu.tr/turk-film-arsivi-hakkinda

1961, Ankara doğumlu. 1983 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Sahne ve Görüntü Sanatları Bölümü, Sinema-TV-Fotoğrafçılık Ana sanat Dalı'ndan mezun oldu. Aynı üniversitede Yüksek Lisans, Marmara Üniversitesi'nde Sanatta Yeterlik yaptı. 1989 yılında yaptığı “Gemi Adamları”, 1991 yılında yaptığı “Geleneksele Dönüş” (TRT 2, İZ TV), 2002 yılında yaptığı “Zührap Usta” (CCN TÜRK) adlı belgesel filmleri yönetmiştir. 2000 yılında Beta Yayınevi tarafından basılan “Sinema ve Televizyon Görüntüsünün Temel Öğeleri”, “20.YY’ın Son Beş Yılında Türk Sineması” (2015), “Sinemada Ses ve Müzik”, “Yaşama Sarılmış Bir Serüven Tuncel Kurtiz (2010), “Ediz Hun” (2012) ve “Bir Sinema Arkeoloğu Burçak Evren” (2012) isimli kitapları bulunmaktadır. Sinema konusunda pek çok film eleştirisi ve makalesi bulunan Vardar, ayrıca film, reklam filmi, televizyon yapımı ve reklam/tanıtım fotografı alanında görüntü yönetmenliği ve aydınlatma tasarımı çalışmaları; Ferhan Şensoy'un "Varsayalım İsmail" dizisinin Işık yönetmenliğini de yapmıştır. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Sinema-TV Bölüm Başkanlığı, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Müdürlüğü ve Okan Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı olarak görev yapmış ve halen Beykent Üniversitesi Radyo, Televizyon ve Sinema (TR) Bölüm Başkanı olarak çalışmaktadır. [ Bütün Yazılar ]

Yukarı SB
error: Content is protected !!