Şanslı Logan
Steven Soderbergh, Çağdaş Amerikan sinemasının “bağımsız” yönetmenlerinin adı öne çıkanlarından. Babası İsveç, annesi İtalyan asıllı olan küçük burjuva bir ailenin çocuğu olan Soderbergh’in babası, Louisiana Devlet Üniversitesi’nde Eğitim Fakültesi Dekanıydı. Soderbergh, küçük yaşlarda sinemayla ilgilenmeye başlayarak ikinci el malzemelerle 16 mm filmler çekmeye başladı…
Yönetmen: Steven Soderbergh
Senaryo: Rebecca Blunt
Oyuncular: Channing Tatum, Adam Driver, Daniel Craig, Sadie Logan, Katie Holmes, Jim O’Heir
Görüntü Yönetmeni: Steven Soderbergh (Peter Andrews)
Kurgu: Steven Soderbergh (Mary Ann Bernard)
Müzik: David Holmes
Yapım Yılı ve Süre: 2017 / 118 dk.
Steven Soderbergh, Çağdaş Amerikan sinemasının “bağımsız” yönetmenlerinin adı öne çıkanlarından. Babası İsveç, annesi İtalyan asıllı olan küçük burjuva bir ailenin çocuğu olan Soderbergh’in babası, Louisiana Devlet Üniversitesi’nde Eğitim Fakültesi Dekanıydı. Soderbergh, küçük yaşlarda sinemayla ilgilenmeye başlayarak ikinci el malzemelerle 16 mm filmler çekmeye başladı. Üniversiteyi bitirdikten sonra Hollywood’a giderek kurgucu olarak çalışmaya başladı. Rock grubu Yes’in 1985 yılında konser filmini “Yes:9012 Live” ismiyle çeken Soderberg’in yaşamı, bu filmin 1986 yılında video dalında Grammy adayı gösterilmesiyle değişti. Soderberg bu film sonrasında yaptığı kısa metrajlı film Winston’dan (1987) sonra vizyonunu büyüterek Seks Yalanları (Sex, Lies and Video Tapes, 1989) filmiyle bütün dünyada tanındı. Film aynı yıl Cannes Film Festivali’nde “En İyi Aktör”, Fipresci ve Altın Palmiye ödüllerini kazandı. Diğer yandan 1990 yılında Oscar Ödüllerinde “En İyi Senaryo” dalında aday oldu ve başka pek çok ödülü topladı.
Şanslı Logan, Soderberg’in ana akım sinemanın kulvarında, yaşamda kaybedenlerin yasa dışı yollardan çıkış aramasının öyküsünü anlattığı bir film. Lise yıllarında futbol takımında tanınmış bir oyuncu olan Channing, daha sonra “ülkesi için” katıldığı Irak Savaşı’nda dizinden yaralanmış ve aksayan biri olmuştur. Lise yıllarının şaşası geride kalmış ve yaşamda kaybeden olmuştur. Karısından boşanmış ve işe girerken dizindeki aksamayı beyan etmediği gerekçesiyle işten çıkarılmıştır. Kardeşi de bir bar da barmenlik yapmaktadır ve o da Irak gazisidir. Savaşta sol kolunun yarısını kaybetmiştir. İşini kaybeden Channing Logan için soygun dışında bir seçenek kalmamıştır. Bu alemlerde tanınan ve alemlerin işe yarayan adamlarını tanıyan Logan Kardeşler, kasa patlatma konusunda uzman olan Joe’yu (Daniel Craig, James Bond 007) düzmece bir olayla hapise giren küçük erkek kardeş sayesinde hapishaneden günü birlik kaçırarak, bulundukları bölgede Amerikanın en önemli yarış organizasyonlarından birinin hasılatını, eski çalıştığı firmanın olanaklarını ve tadilat sürecini kullanarak başarıyla soyarlar. Bu süreçte en küçükleri olan alımlı, güzel kız kardeşlerinin de payını unutmamak gerekir. Bu aile yasadışı bir iş yapar gibi değil de hakları olan bir işi yapıyor gibidir.
Soderbergh’in filmi tüm macera filmi türüklerini başarıyla kullanmasına karşın, bir yandan da satır aralarında, Amerikan sistemi ve kapitalizmin acımasız dünyasına ilişkin eleştiriler de içeriyor. Diğer yandan Amerikan tarihinde özellikle Vietnem Savaşı’yla başlayan ve Irak Savaşı’na kadar uzanan kirli savaşların tarihi, Soderbergh ve kimi yönetmenler tarafından filmlerinin fonunu oluşturan, ama birincil olmayan bir öge olarak da kullanımda. Soderberg de ana karakterleri bağlamında savaşın yaşamlarını yok ettiği insanların yaşadıklarına olan etkisine yüzeysel bir gönderme yapıyor, ama filminin öyküsünü ilerletme bağlamında da bu durumdan nemalanıyor.
Film, benzeri tarzdaki ana akım sinema örneklerinden geri kalmayan bir sinema dili ve başarılı oyunculuklarla derdini anlatıyor. Ama Seks Yalanları’ndan, Trafik’e kadar filmlerinde gerçek yaşamın arkasındaki yalınlığı, matematiği (acımasızlığı, şiddeti, adeletsizliği) anlama ve yansıtma yönündeki sinemasıyla öne çıkan bir yönetmen açısından Şanslı Logan, bizim bazı “ağır” yönetmenlerimizin de dediği gibi ekmeğini kazanma meselesi olarak dikkati çeker gibi görünüyor.
Film oyunculuk açısından iyi performanslar içerse de, James Bond 007 olarak karizmasına alışık olduğumuz Daniel Craig de, filmde boyalı sarı saçlarıyla, sanki karizmasını çizdirdiğinin farkında bir performans sergiliyor. Şüphesiz rolü kabul etmesinde Steven Soderbergh’in isminin etkisi büyük olsa gerek. Diğer yandan James Bond olarak yarattığı tılsımın da kaybolduğu hissediliyor. Oyunculuk sanatı için rolün küçüğü ya da büyüğü olmasa da, bir siyasetçinin eline, beline ve diline dikkat etmesinin gerekliliği gibi, bazı oyuncuların da bir rolü kabul ederken, oyuncu olarak yarattığı sinerji ve illüzyonu da dikkate almasının önemli olduğunu hatırlatan bir film Şanslı Logan.
Bülent Vardar