Kısafilm

R-M-N

R.M.N. 

R.M.N. Film Analizi

Yönetmen: Cristian Mungiu

Görüntü Yönetmeni: Tudor Vladimir Panduru

R.M.N.

Senaryo: Cristian Mungiu

Oyuncular: Marin Grigore, Judith State, Macrina Barladeanu, Mark Edward Blenyesi

Yapımcılar: Cristian Mungiu, Tudor Reu

Yapım Yılı ve Süre: 2022/192 dk.

Arap Baharı olarak adlandırılan hareketin kurbanı olan ülkeler ve özellikle Afganistan başta olmak üzere on yıllardır süregelen savaşların bunalttığı Asya ve Afrika ülkelerinin, nüfusları kontrolsüz biçimde artan halkları, cep telefonlarının adeta mini bir el bilgisayarı haline gelmesi ve yeni medya gücüyle, dünyada, daha başka standartları olan ve refah içerisinde yaşanılan ülkeler olduğunun farkına vardılar. Yüksek yaş ortalaması ve ekonomik refah nedeniyle belli alt meslek gruplarında iş gücü sıkıntısıyla karşı karşıya kalan ve Almanya başta olmak üzere gelişmiş Batı Avrupa ülkelerinin bu durumu göçmen işçiler kanalıyla çözümlemeye gayret etmeleri ve bu nedenle yaratılan tartışmalı cazibe, en eski küresel sorunlardan birisi olan göçmen sorununu çok farklı bir seviyeye taşıdı.

Cannes 2022’de Uzun Metraj dalında yarışan filmiyle Romen sinemacı Cristian Mungiu, bu durumu ülkesi özelinde farklı perspektifle, bir belgesel mantığıyla ve oldukça başarılı bir sinema diliyle beyaz perdeye yansıtıyor. Özellikle Romanya’nın Avrupa birliğine alınması, bizim için de bazı anlamlar taşıyor. Ancak bu gelişme nasıl sonuçlar doğuruyor denilerek incelendiğinde, zaten nüfusu bakımından emek gücü kısıtlı bir ülkede özellikle iş hayatında yıkıcı etkilerin ortaya çıktığını görüyoruz. Daha iyi bir yaşam arayışındaki eski doğu bloğu ülkelerinin vatandaşları, daha ağır çalışma koşulları ve ötekileştirmeyle karşı karşıya kalıyorlar. Özellikle günümüzde Almanya özelinde bu durumu kolayca izlemek mümkün. Ve ne yazık ki bir dönemin misafir işçileri de bu durumdan faydalanıyorlar ve Avrupa birliğinin sağladığı ekonomik imkânlar ve görece serbestlik ortamı, diğerlerinin istismarı için fütursuzca kullanılıyor.

Noel’den birkaç gün önce Matthias (Marin Grigore), Almanya’da bir mezbahadaki işinden etnik hakarete uğradığı için amirini darp ederek ayrıldıktan sonra, Transilvanya’daki etnik çeşitlilikler sunan köyüne döner. Babası Otto artık hasta ve yalnız olduğundan, Matthias, annesiyle yaşayan ve ayrı büyüyen oğlu Rudi (Mark Edward Blenyesi) için endişe duymaktadır. Karısıyla sosyal iletişimini kaybetmiştir ve bu durumun ortaya çıkmasında etkili olmuş eski sevgilisi Macar asıllı Csilla (Judith State) ile tekrar ilişki kurar. Okula giderken gördüğü bir olay nedeniyle korkan ve bir anda konuşmayı bırakan oğlunun korkularını yenmesine kendi yöntemleriyle yardımcı olmaya çalışırken, duygusal iletişimi kaybettikleri karısıyla ters düşmektedir. Csilla’nın yönettiği ekmek fabrikası, düşük ücretler nedeniyle işçi bulmakta zorlanmaktadır ve birçok Romen iyi maaşlar nedeniyle Almanya’da göçmen işçi olarak çalışmayı tercih etmektedir. Fabrika, Avrupa birliği fonlarından yararlanmak üzere üretimini artırmak amacıyla makul maaşlara çalışmaya razı birkaç Sri Lankalı göçmen işçiyi işe alır. Ancak bu gelişmeler toplum içerisinde hoş karşılanmayacak ve ırkçı hareketlere ve öngörülemez tartışmalara neden olacaktır. Bu durum, çatışmaları ve tutkuları yeniden su yüzüne çıkartırken, toplumdaki huzur bozulacak ve her şey altüst olacaktır.

R.M.N.

Bağımsız sinema kalıplarına uygun bir açılışı takiben, adım adım atmosferini yükselten ve seyirciyi alıp götüren bir film izliyoruz. Yönetmen Mungiu hakim olduğu bir konuyu Karpatlar atmosferinde ve Romen toplumunun kırsal kodlarını kullanarak başarılı bir sinema diliyle seyirciye aktarıyor. Bizim gibi Romanya tecrübeniz var ise ve bu toplum hakkında geçmişine yönelik olarak da bilgi sahibiyseniz, hiçbir abartının olmadığı bir öyküyle karşı karşıya olduğunuzu görüyorsunuz. Aşk, cinsel tutkular, farklı ahlak anlayışları ve bizce filmin en vurucu sahnesi olan Kültür Merkezindeki sosyal dalaşma, Avrupa’dan Osmanlı’ya kadar, hakim Romen bakışını son derece başarılı bir biçimde yansıtıyor. Doğal olarak özellikle Çavuşesku rejiminde hiç dış borcu olmamasına ve temel gereksinimlerin hepsinin devlet tarafından karşılanmasına rağmen, yokluklarla ve tekdüze basit bir yaşam nedeniyle devrim yaparak demokrasiye kavuşmuş Romen ulusunun, günümüz kapitalist dünyasında farklı zorlukları göğüslemeye çalıştığı kolaylıkla anlaşılıyor.

Kişisel olarak Romen toplumunu tanıyan birisi olarak altını çizmek gerekiyor ki, tüm yokluklara karşın Kültürel dokularını koruyan ve bence Bosna Hersek’ten sonra günümüz Türkiye’si ile en iyi anlaşan Balkan ülkesi olduğuna inandığım Romanya’nın ve Romen halkının dahi, iş, para, ırk ve din çatışmasına gelince farklı arayışlar ve sert söylemler geliştirebildiğini Yönetmen Cristian Mungiu başarıyla filmine yansıtmış. Bütün olarak eleştirecek detaylar bulmakta zorluk çektiğimiz bu filmin bize göre en zayıf noktası finali olmuş denilebilir. Özellikle yine kişisel kanaat olarak bir sinema yapıtının özellikle finaline özen gösterilmesi gerektiğine inananlardanım. Benzer sinema dilini benimseyen birçok Yönetmenin tercihine koşut biçimde, Yönetmen Cristian Mungiu filminin final sahnesini yorumlamakta tercihi seyirciye bırakmış. Ancak bize göre, karmaşık bir sinema söylemine sahip bu sahne çok daha vurucu mesajlar taşıyabilir ve beyazperdede baştan sona başarıyla akıp giden bu insana dair hikayeye, daha farklı bir anlam da katabilirdi.

Bağımsız sinema kalıplarına sadık, yeterli sinematografisiyle günümüz Romanya’sı ve Avrupa Birliği yaklaşımlarına gerçekçi bir bakışla eleştiriler sunan ve alt metinler oluşturan Romen Yönetmen Cristian Mungiu imzalı R.M.N., bize göre vizyondakiler arasında samimi sinema dili, hikayesi ve oyuncularıyla tavsiyeye değer bir yapım haline geliyor.

Hikmet Vardar

Yukarı SB
error: Content is protected !!