Kısafilm

mulan

Mulan Film Analizi…

MULAN

mulan_movie
Mulan Poster

Yönetmen: Niki Caro

Görüntü Yönetmeni: Mandy Walker

Senaryo: Rick Jaffa, Amanda Silver ve Lauren Hynek, Elizabeth Martin

Oyuncular: Yifei Liu, Donnie Yen, Tzi Ma, Jason Scott Lee, Yoson An, Ron Yuan, Gong Li ve Jet Li

Kurgu: David Coulson

Müzik: Harry Gregson-Williams

Yapım Yılı ve Süre: 2020/115 dk.

Çin kaynaklı ve sürpriz olmayan bir virüs salgına yol açarak dünyayı ve en başta bu tür krizlerin kırılgan sektörü sinema endüstrisini acımasızca vurdu. Dünya ekonomisini allak bullak eden ve artık yeni bir çağın da zorunlu provası haline gelen bu salgın, sinemaların kapanmasına ve sektörün ciddi bir krize girmesine neden oldu. Disney Çin kültüründe kökeni yüzyıllar öncesine dayanan ve daha önce animasyon olarak ilgi görmüş benzer öyküyü, bu defa sosu iyi ayarlanmış ve geniş kitlelere ulaşabilecek bir film versiyonuyla karşımıza çıkarıyor.

Her evden istenen erkek savaşçıyı bulamayınca yaşına ve sakat bacağına rağmen bir daha dönmemek üzere gönüllü olan yaşlı babasını korumak üzere erkek kılığına girerek imparator’un ordusuna katılan genç bir Çinli kadının klasikler arasında yer alan öyküsünü günümüz sinemasının teknik olanaklarıyla beyaz perdeye taşıyan Mulan, aynı zamanda bu klasik öykü bağlamında kadın ve erkek ayrımcılığına da farklı ama batılılaştırılmış bir mesaj veriyor. Çin denildiği zaman hemen aklımıza gelebilecek tarihi mekanların ve dünyanın bu kendi kültürüyle ayrıcalık yaratmış ülkesinin kodlarından oldukça beslenen ve bunları detaylı bir görsellikle beyaz perdeye taşıyan Mulan, bu yönüyle de oldukça ilgi çekiyor. Bu görselliğe, deneyimli oyuncularının da katkısı, sinemanın bir atmosfer yaratma sanatı olduğu gerçeğinin bir defa daha altını çizmemize neden olurken, filmin görsel başarısı garantili hale geliyor. Aksiyon dolu sekansların birbiri ardına sıralandığı, digital imkanların cömertçe kullanıldığı bu tarihi benzerlikleri olan öykü, oluşturulan alt metinlerle günümüze taşınıyor.

Babası Çinlilerce öldürülen ve intikam peşindeki Bori Khan (Jason Scott Lee) yönetimindeki Cücenler, artık Çin imparatorunu da (Jet Li) tehdit eder hale gelmiştir ve imparatorluk ordusu ülkeyi ve sarayı korumak için asker toplamak üzere her aileden bir erkek talep eder. Mulan’ın ailesinde erkek çocuk yoktur. Mulan, yaralı bir savaş gazisi olan babasının ve ailesinin onurunu korumak için kendisini orduya katılmak zorunda hisseder. Babasının kılıcını, zırhını ve atını kaçırarak kendisine erkek görünümü verir. İddiasız bir genç kız için bu şekilde saklanmak zor olmayacaktır. Ancak acemi birliğindeki başarıları ve sonsuz azmi sayesinde, yakışıklı Honghui’nin (Yoson An) dikkatini çeker. Ancak içindeki ilahi güç ve kişisel yetenekleriyle kısa sürede sivrilerek sonunda kimliğini açığa çıkartacak, savaş sırasında gösterdiği başarılarla amacına fazlasıyla ulaşacaktır.

Film ana karakter Mulan üzerinden, bir tür kadın dayanışmasını da, kitlelere, bir uzlaşma ve dayanışma kültürü olarak sunuyor. Cücen lider Bori Khan’ın başarısında temel destekçi olan tehditkar ve bir büyücüye dönüşmüş kadın savaşçı Xianniang’ın (Gong Li) bu mücadelede, kişisel nedenlerle yanlış tarafta olmasına karşın, Mulan ile birçok ortak yanı olduğunu görüyoruz. Bu ilişkinin karmaşık ve rahatsızlık verecek kadar dürüst doğası filmde ilgi çekici ve kadına dair bir söylem haline geliyor. Xianniang’ın süslü kostümleriyle çekici bir savaşçıdan kendisini şahine dönüştürme yeteneği de farklı söylemlere esin kaynağı olabilecek bir metafor olarak dikkat çekiyor.

Yönetmen Nick Caro’nun, doğal yetenekleriyle ve erkeğine hizmet etmek ve eş bulmak üzere yerel çöpçatan’ın yöntemlerini uygulamaktan çok, cesareti ve çevikliğiyle öne çıkan bir genç kızın gelenekleri zorlayarak İmparatorun özel muhafızı olmaya kadar varan öyküsünü, Disney’in son yıllardaki animasyonlarının devamı olarak sayılabilecek bir filmle sinemaya adapte etmesi, özellikle senaristleri gözönüne alındığında daha çok Hollywood kalıplarına uygun bir formatla kotarılmış ve belli kitleleri hedef alan bir öyküyü öne çıkarıyor. Bu noktada filmde kötüleri temsil eden Cücenlere’de değinmek gerekiyor. Digital ansiklopediye göre önceleri 3. yüzyıl ve 6. yüzyıl arasında Asya’nın kuzeyinde etkinlik gösteren Moğol topluluğu olarak tanımlanan bu kavim, Çince’de Juan-Juan (Cücen) olarak adlandırılmıştır ve bu isim “çabucak büyüyen her yeri saran böcekler” anlamına gelmektedir. Cücenler, Orta Asya’da, çeşitli Türk boylarını da egemenlikleri altına aldılar. 200’lerde Asya’da kurulan Cücenler, 400 yıllarında sınırları İrtiş Irmağından Kore Yarımadası’na kadar uzanan güçlü bir devlete dönüştü. Çinliler ile sürekli bir çatışma içinde bulunan Cücenler 458’de giriştikleri savaşı yitirince kuzeye çekilmek zorunda kaldılar. 551’de Bumin Kağan önderliğinde ayaklanan Göktürkler, bağlı oldukları Cücenleri yenerek bu devletin Asya’daki varlığına son verdiler.

Caro’nun öyküyü ele alış biçimi ve geleneksel köklere dayanan, gelenekler ve aile bağlamında onurlu davranmayı ele alan bir söylemle, öykünün, bir tür kadın manifestosuna dönüşmesi, kadınlara yönelik ötekileştirmenin de güçlü biçimde altının çizilmesine neden oluyor. Bu noktada filmin günümüz koşullarında özellikle kadına karşı şiddet kullanılması ve ötekileştirmeden doğan sorunlara dair önemli bir eleştiri ve düşünme fırsatı yarattığını görüyoruz. Ayrıca gerek görüntü yönetimi, gerekse set, kostüm tasarımı ve prodüksiyon imkanları filmin görsel bakımndan bir tür şov haline gelmesine fırsat yaratıyor. Bu bağlamda yapım notlarından anlaşıldığı kadarıyla özellikle savaş sahnelerini çekmek için, film yapımcıları Çin, Kazakistan, Moğolistan, Yeni Zelanda ve Avustralya’dan uzman dublörler getirmiş. Savaş sahneleri tipik olarak birkaç başrolü ve 100 figürandan oluşan bir orduyu içerirken, filmdeki karmaşık kılıç çalışması, uzmanlaşmanın çok zor olduğu Wushu stilinin bir türüymüş. 20’ye yakın mekân Çin’de seçilmiş. Buna Merkez Çin’deki Hubei bölgesi, kuzeybatıdaki Xinjiang bölgesindeki Mingsha Shan Çölü ya da diğer adıyla Şarkı Söyleyen Kum Tepeleri, Merkez Çin’in kuzeyindeki Zhangye Danxia Milli Jeolojik Parkı, kuzeydeki Alev Dağı, Mazar Köyü ve Gansu bölgesindeki Dunhuang ve Jiuquan, ve ayrıca dopu Çin’deki Zhejiang bölgesindeki stüdyolar da dahil edilmiş. Film için yaklaşık 4000 silah yapılırken, bunlar çeşitli materyallerden oluşmuşlar. Bazılar üretan saplı alüminyumdan, bazıları da birebir savaş için daha yumuşak versiyonlarından yapılmış. Bunların arasında piyadeler için kalkanlar, mızraklar, yaylar, oklar, çift taraflı Jian kılıçları, daha geniş Dao kılıcı ve Böri Khan’ın kullandığı Kapinga hançeri ve Xianniang tarafından kullanılan korkutucu hançerler bulunuyor. 3 ayı aşkım bir süre boyunca kostümler için yaklaşık 40 kişi çalışırken, 1104 miğfer yapılmış, 250 şapka Çin’de üretilmiş. Figüranlar için 1114 takım, İmparatorluk Şehri için 590 takım, köy sahneleri için 100 takım giysi yapılmış, 281 set Çin ordusu zırhı üretilmiş. 730 parça Cücen zırhı yapılırken, 50 ana rol için 3 ila 5 kostüm dikilmiş. Sonuç olarak bu film için toplam 1000’in üzerinde kostüm dikilmiş.

Köyü birbirine katan, kendisini eğitmek üzere çaba gösteren çöpçatanı (Pei-Pei Cheng) bu konudaki beceriksizlikleriyle çileden çıkaran bu çelimsiz ve hiperaktif genç kızın, böylesine bir aksiyonun kahramanı haline gelmesi Disney masallarına yakışan, imkansızı olur hale getiren ve kısa bir tanımla ancak animasyonlara uygun bir öykünün, ete kemiğe büründürülmüş hale dönüştürülmesiyle ortaya çıkan bir filmle Yönetmen Caro, imparatora karşı oluşturulan Cücen komplosunu gerçeklere dayandırmakta ve inandırıcılığında kısmen yetersiz kalırken, hikayenin ağırlığını Hua Mulan’ın, genç bir kızdan yaman bir savaşçıya dönüşümüne veriyor. Ayrıca iki kadının acımasızca hesaplaşmasına dönüşen aksiyon, sürpriz bir iş birliği ve erdemlilik gösterisine dönüşürken, erkek egemen bir dünyada kadın olmaktan doğan dışlanmışlığın da bir anlamda intikamı haline geliyor.

Yönetmen Niki Caro Mulan filminde tarihi atmosferi, efsaneler ve zaman zaman animasyon bir filme sanki daha çok yakışacak bir sinema diliyle harmanlayarak ve dijital sinemanın tüm olanaklarından yararlanarak seyirciye aktarıyor. Kuşkusuz burada öne çıkan ögeler sadakat, onurlu ve dürüst olmak, geleneklere bağlılık gibi kavramlar olsa da, kadın kimliğini büyük bir kararlılık ve zahmetle gizleyen Mulan, savaşçı kimliğiyle kendisini ispat ederken, saçlarını serbest bırakarak cinsel kimliğini açığa çıkardığında, derin bir nefes alıyoruz.

Disney prodüksiyonlarının bilinen güçlü alt yapısı desteğiyle ve pandeminin sanat dünyasına verdiği zararı bir ölçüde telafi etmek üzere Mulan, gecikmeli olarak gösterime girse de, filmin esas hedef kitlesine ulaşabileceği Çin’deki gösterimlerin kısıtlandığına dair haberler dikkat çekiyor. Ancak jenerikteki Çince şarkıların dahi başarıyla Amerikan kültüründen adapte edilmiş olduğu gözlerden kaçmıyor. Günümüzde birçok Çinlinin batılı isimler kullanması gibi. Yine de yaşadığımız bu iç karartıcı salgın atmosferinde, tüm ışıltısıyla beyaz perdeye yansıyan Mulan, farklı bir soluk olarak seyirciyi salonlara davet ediyor.

Hikmet Vardar

Yukarı SB
error: Content is protected !!