Kısafilm

Karanlık Görev

Güney Koreli Yönetmen ve senarist Kim Jee-woon, önemli uluslararası film festivallerinde gösterilen ve Kore’de kayda değer gişe başarısı kaydetmiş 2016 yapımı ‘Karanlık Görev’ ile, Japon işgali altındaki Kore’de 1920’li yıllarda geçen bir casusluk öyküsüne imza atıyor. Aksiyon ve gerilimin yetkin bir sinematografiyle harmanlandığı ‘Karanlık Görev’, 2016 Yılı için Güney Kore’nin Oscar adayı da olmayı başarmış bir film…

Karanlık Görev

Yönetmen: Jee-woon Kim

Oyuncular: Byung-hun Lee (Jung Chae-San), Yoo Gong (Kim Woo-Jin), Kang-ho Song (Lee Jung-Chool), Ji-min Han (Yun Gye-Soon), Hee-soon Park (Kim Sang Ho),

Senaryo: Jee-woon Kim

Görüntü Yönetmeni: Ji-yong Kim

Müzik: Mowg

2016, Kore, 139 dk,

Güney Koreli Yönetmen ve senarist Kim Jee-woon, önemli uluslararası film festivallerinde gösterilen ve Kore’de kayda değer gişe başarısı kaydetmiş 2016 yapımı ‘Karanlık Görev’ ile, Japon işgali altındaki Kore’de 1920’li yıllarda geçen bir casusluk öyküsüne imza atıyor. Aksiyon ve gerilimin yetkin bir sinematografiyle harmanlandığı ‘Karanlık Görev’, 2016 Yılı için Güney Kore’nin Oscar adayı da olmayı başarmış bir film.

Filmografisindeki İki Kız Kardeşin Öyküsü (2003), İyi Kötü ve Tuhaf (2008), Şeytanı Gördüm (2010) ve Son Durak (2013) gibi filmler bulunan yönetmenin, özellikle, adeta Sergio Leone’nin, yönetmen ve oyuncu Clint Eswood’u zirveye taşıyan filmler arasında sayılan, dolar trilojisinin son filmi ‘The Good The Bad and The Ugly (İyi, Kötü ve Çirkin- 1966) ‘ye gönderme yapan kült filmi ‘İyi Kötü ve Tuhaf’ gibi ‘Karanlık Görev’ ya da tam çevirisiyle ‘Gölgeler Devri’, öne çıkmış filmlerinden olmasa da, Kim Jee-woon, Leone’nin filmlerinden alıntılar yaparcasına 1920’lerin işgal altındaki Kore’sinde geçen, gerilim ve şiddet dolu bir öyküyü anlatıyor.

Soluk soluğa takip ve dramatik bir yakalama sahnesiyle başlayan film, ilk sahneden başlayarak aksiyon ve gerilimin ipuçlarınıda seyirciye veriyor. Lee Jung-chool (Song Kang-Ho), yönetimindeki Japon askerleri, direniş örgütüne gelir sağlamak için antika bir parçayı satmaya çalışan direniş liderini yakalamaya ve öldürmeye çalışmaktadırlar. Birçok askeri yaralayan ya da öldüren bu savaşçıda yaralanmıştır. Açılan ateş sonucu yaralanan ve kaçışına engel olacak kadar kötü durumdaki ayak parmağını kopartıp atan bu dirençli adamı, Lee Jung-chool sağ yakalamaya çabalamaktadır. Ancak kuşatılan ve çaresiz durumdaki direnişçi intihar eder. Bu andan itibaren, Japon’ların hizmetindeki polis şefinin, kendi köklerine karşı ilgisini yitirmemiş olduğunu anlıyor ve çift taraflılığın ipuçlarını yakalamaya başlıyoruz.

Direnişin yeni lideri Kim Woo-jin (Gong Yoo) ve Japon ajanı Hashimoto (Um Tae-Goo), Lee’yle birlikte ilginç bir üçgen oluşturmuştur. Gong You intihar eden direniş liderine yakınlığını hissettiği Lee’yi kendi yöntemleriyle ikna etmeye uğraşırken, hırslı genç Japon ajanı Hashimoto, bu ikiliyi gölge gibi takip etmektedir. Gelişen olaylar, Japon işgal gücüne sadakati sorgulanan Lee’nin, bir polis şefinden, usta bir direniş intikamcısına dönüşmesini gösterecektir.

Yönetmen Kim Jee-woon aksiyon ve gerilimi, zaman zaman, iç burkan şiddet sahneleriyle korumaya çalışsa da, 2 saati aşkın süreye yayılan öykünün, filmin temposunu korumayı güçleştirdiğini görüyoruz. Şiddetin tavan yaptığı, Tarantino filmlerine gönderme yaparcasına neredeyse herkesin birbirini öldürdüğü tren ve özellikle sona doğru izlediğimiz işkence sahneleri, bu başarılı dönem filminin bazı eksiklerini kapatmaya yeterli olmuyor.

Altını özellikle çizmek gerekirse savaş ve işgallerin en gözüpek savaşçılarının direniş örgütü mensupları olduğunu hatırlatmak gerekiyor. Yakalandıkları zaman acımasız işkencelere uğrayan ve infaz edilen bu insanların yaşamları pahasına yaptıkları büyük fedakarlıklar, tarihin akışına da farklı bir yön çizmişti ve çizmeye devam edecek. Bu bakımdan, yönetmen Kim Jee-woon Kore tarihinden çok bilinmeyen bir kesiti de bizlere hatırlatmış oluyor. Geçtiğimiz yüzyılda Asya’da yaşanan Japon işgalleri ve işgal altındaki ülkelerde yapılan acımasız uygulamalar, sinema sayesinde geniş kitlelere hatırlatılıyor. Karanlık Görev’in, bu türdeki filmlerin düzeyli bir örneği olduğunu söylemek abartılı olmayacaktır.

Karanlık Görev, ilk sahnedeki çatışma, eylem yapmak üzere Seul’a götürülen patlayıcıların taşındığı, her taraftan ajanın biraraya geldiği, filmi abartılı olmayacak bir tanımlamayla zirveye taşıyan ve film içerisinde adeta ayrı bir hikaye oluşturabilecek tren sahneleri ve finaldeki işkence sahnesi dışında bir aksiyon bütünlüğü sağlamasa da, özenli sinematografisi ve Lee Jung-chool (Song Kang-Ho) başta olmak üzere oyuncu performanslarıyla soluk soluğa izlenen ve uzakdoğu kültüründen kesitler sunan bir dönem filmi ve casusluk gerilimi haline geliyor.

Hikmet Vardar

Yukarı SB
error: Content is protected !!