Kısafilm

next_sohee

Festivalden Gösterimler

42. İstanbul Film Festivalinden Film Analizleri

SIRADAKİ KIZ (DA-EUM SO-HEE – NEXT SOHEE) 

Yönetmen: July Jung

Senaryo: July Jung

Görüntü Yönetmeni: Kim Il-yeon

Kurgu: Young-Im Lee

Özgün Müzik: Young-gyu Jang

Oyuncular: Doona Bae, Kim Si-eun

Yapımcı: Kim Dong-ha, Kim Ji-yeon

Yapım Şirketi: Crank-up Film, TwinPlus Partners

Dünya Hakları: Finecut

KORE / 2022 / DCP / Renkli / 135 Dk. / Korece; Türkçe, İngilizce altyazılı

2022 Fantasia FF En İyi Yönetmen, Gümüş İzleyici Ödülü
2022 Tokyo Filmex Jüri Özel Ödülü

Bizim gençlik yıllarımızda, Kapitalizmin kalesi Amerika Birleşik Devletleri olarak bilinirdi. Ancak İkinci Dünya Savaşı ve sonrasındaki Kore ve Vietnam çatışmaları, bu tanımın farklı bir boyut kazanmasına imkan sağladı. Çünkü dünya savaşı galibi Birleşik Devletler, her ne kadar aynı başarıyı Uzak Doğuda sergileyememiş olsa da, Komünizm ve Sosyalizm karşısındaki gücünü koruyabilmek üzere, başta Avrupa olmak üzere dünyanın çeşitli noktalarına kendi ekonomik anlayışını yerleştirmeyi başardı. Günümüzde Uzak Doğunun ekonomik mucizesi sayılan Güney Kore, bu noktada güçlü bir örnek olarak öne çıkıyor. 

Yönetmen July Jung imzalı Sıradaki Kız, okullardan şirketlere eleman yetiştiren acımasız ve baskıcı bir çalışma modelini (kotaları, grafikleri, ölçümleri ve teşvikleriyle birlikte) her yönüyle eleştirirken, bu acımasız yarışın yok ettiği insanların sesi olmayı hedefleyen  bir drama. 

Cannes’da Eleştirmenler Haftası kapsamında prömiyerini gerçekleştiren Sıradaki Kız, liseli bir kızın ölümünü araştırırken aslında kendi yaşamından gerçeklerle de yüzleşmek zorunda kalan kadın dedektif Oh Yoo-jin üzerinden okumalar yapmaya da fırsat veriyor. Bu toplumdaki sert sosyal davranışların, çalışma hayatına olan etkilerini de irdeleyerek.

Sıradaki Kız Fragman

Yönetmen Jung July , “Bir gün, bir genç kızın ölümünden haberdar oldum. Tanımıyordum onu, bir yabancıydı sonuçta, peki haberi duyduğumda kalbim neden bu kadar acımıştı? Böylece Sohee hakkında bilgi edindim. Sohee ile tanışmış olan Dedektif Oh Yoo-jin’i buldum. Tek başına ölüme yenik düşen bir çocuk ve tek başına olmanın dehşetini herkesten iyi bilen bir yetişkin. Zaman içinde farklı noktalarda da olsa bu ikisinin yolları kesişti. Çocuk öldü, artık yok, ama bu filmin içinde hayatta kalmasını, adının birçok kişi tarafından uzun süre hatırlanmasını tüm kalbimle diliyorum” demiş.  Bu sözleriyle iç burkan filminin hikayesini de kısaca özetlemiş. 

Bu noktada bazı katkılarda bulunmak gerekiyor. Kapitalizmin gerekleriyle, Uzak Doğu ülkelerinde, gelenekleri ve kadının sosyal yaşamdaki yerini irdeleyen ve çeşitli yöntemlerle insanı makineleştiren formüller, esasen Karl Marx’ın Kapital’i kaleme almasına güçlü etkisi olmuş, İngiliz Sanayi devrimi ve iş hayatındaki genç işçilere yönelik acımasızlığın tasvirleriyle birleştirildiğinde, farklı yöntemlerle, günümüzün modern ve dijital dünyasına sanki tekrar aktarılıyor. Çin gibi Komünizm bayrağını taşımış bir ülkenin dahi, bu formülü bir tür devlet kapitalizmiyle harmanlayarak, tüm dünyada, çalışan kesimlerin ücret koşullarında çöküşlere neden olması da, günümüzde gelinen noktada sıradan insanlara fazla bir şans bırakmıyor. Toplumların  her kesimi iyi yaşamak ve tüketmek istiyor. Küresel iletişimin gücü artık hiçbir şeyin saklamasına izin vermiyor. Bu nedenle insan onuru ve çalışma yaşamı her geçen gün biraz daha zedelenirken ve bu tahribatın itici gücü, modern teknolojiler ve insanların içinde biriken hırslar olurken, bir tür tüketici memnuniyeti maskesinin altında pazarlanan ticari stratejiler, bu öfkenin diğerlerine yansıması sonucunu doğuruyor.

Festivaldaki distopik ve  Art House arayışlarla kotarılmış yapımlara kıyasla, Yönetmen Jung July, sahici ve yaşamın içinden bir hikayeye odaklanıyor ve belgesel bir gerçeklik arayışıyla beyaz perdeye yansıtırken,  Kore Kültür Merkezi ve Kore Cumhuriyeti Büyükelçiliği’nin desteğiyle gösterilen Sıradaki Kız, tek kültür tek sistem anlayışıyla küresel ölçekte dönüştürülen iş hayatının ve ideolojik tanımıyla emek sömürüsünün yeni boyutlarını hassas ve çarpıcı bir sinema diliyle seyirciye aktarıyor.

ARAMIZDALAR (PARMI NOUS – ANIMALIA) 

Yönetmen: Sofia Alaoui

Senarist: Sofia Alaoui

Görüntü Yönetmeni: Noé Bach

Kurgu: Héloïse Pelloquet

Özgün Müzik: Amine Bouhafa

Oyuncular: Oumaïma Barid, Mehdi Dehbi, Fouad Oughaou

Yapımcı: Margaux Lorier, Toufik Ayadi, Christophe Barral

Yapım Şirketi: Totem Films

Dünya Hakları: Totem Films

FRANSA, FAS, KATAR / 2023 / DCP / Renkli / 90 Dk. / Fransızca, Arapça, Berberice; Türkçe, İngilizce altyazılı

2023 Sundance Jüri Özel Ödülü–Dünya Sineması Drama

Fas asıllı yönetmen Sofia Alaoui’nin ilk uzun metrajlı filmi dogmaları, toplumsal yapıyı ve günümüz Fas’ında kadınların yerini irdeleyen fanteziler içeren bir çalışma. Şık ve lüksün kol gezdiği bir malikanenin görüntüleriyle açılan film, bizleri, sıradan bir geçmiş ve aileden gelen, genç ve alımlı bir kadın olan Itto’nun, yeni evlendiği kocasının burjuvalaşmış ailesinin ayrıcalıklı yaşam tarzına uyum sağlamaya çalıştığı hayatına tanık ederken, doğaüstü bazı olayların ülkeyi etkisi altına almasıyla, filmin değişen atmosferi, seyirciyi bambaşka bir ortama sürüklüyor.

Kayınvalidesinin baskısından bunalan ve biraz nefes almak için evde tek başına kalmayı yeğleyen Itto,  olağanüstü hâl ilan edilmesi nedeniyle kocasından ve yeni ailesinden ayrı düşer. Hamileliği ilerlemiştir ve çaresiz bir biçimde eşine ve ailesine ulaşmaya çalışırken, zorlu fiziksel ve ruhsal bir macera yaşayacak, bir tür yol hikayesine dönüşen filmde, meydana gelen olaylar ve karşılaştığı doğa üstü deneyimlerle,  içindeki engel ve kısıtlamalardan kurtularak ve farklı bir sakinliğe kavuşacaktır. 

Arap sineması olarak adlandırdığı sinema üslubunun birtakım kalıplara sıkıştığını belirten  Yönetmen Alaoui, Aramızdalar filmiyle bu kalıplara karşı bir duruş ve mücadele sergilediğini savunmuş. Yeni nesil Yönetmenler, özellikle ilk filmlerinde Art House sinemada çokça kullanılan biçemi filmlerine adapte etmeye çalışıyorlar.  Bu noktada kriterler daha geniş bir alan buluyor ve özellikle festival jürileri sinema birikimlerine paralel olarak bu biçemi sıradan seyircilere göre daha farklı bir şekilde ele alabiliyorlar. Kuşkusuz bu durum analiz yapanlar için de geniş bir alan bırakıyor. Böylelikle daha derin bir tartışma ortamı oluşurken, sinema sanatı ve kuramı bakımından da güçlü değerlendirmeler  yapmak mümkün hale geliyor. Ancak bu noktada özgün kalabilmek de büyük önem kazanıyor.

Bu bakımdan filmin geçtiği coğrafya ve bu coğrafyadaki sosyal yapı, Yönetmene değişik imkanlar sağlarken, alt metinler oluşturmaya ve okumalar yapmaya da fırsat veriyor. Yönetmen Sofia Alaoui imzalı Aramızdalar, dini ve gelenek temelli folklorik öğeleri, bu coğrafyanın hoyratlığı ve keskin sınıf ayrımıyla harmanlayarak beyaz perdeye taşırken, bizler içinde ilginç bir seçenek haline geliyor.

Yukarı SB
error: Content is protected !!