BOĞA BOĞA

Yönetmen: Onur Saylak

Görüntü Yönetmeni: Feza Çaldıran

Senaryo: Hakan Günday

Oyuncular: Kıvanç Tatlıtuğ (Yalın), Funda Eryiğit (Beyza), Gürgen Öz (Daim), Müge Bayramoğlu (Nehir), Onur Gürçay (Selami), Aşkın Şenol (İrfan), Hayat van Eck (Gaza), Kerem Arslanoğlu (Cevdet), Onur Akgülgil (Cezmi), Ahmet Baki Kurtuluş (Remzi), Nadi Güler (Ayhan)

Kurgu: Ali Ağa

Yapımcı: Kerem Çatay

Yapım Yılı ve Süre: 2023/112 dk.

Yerli yapım dizilerdeki eksantrik rollerin başarılı oyuncusu olarak tanıdığımız oyuncu Arif Onur Saylak, kısa filmlerle başladığı Yönetmenlik sürecini yazar Hakan Günday ile yaptığı başarılı işbirliğiyle çektiği ilk uzun metraj  filmi Daha da (2017) farklı bir seviyeye taşımıştı. Bir ilk film olarak çıtası yüksek olan bu filmle, yönetmen, ülkemizin iç yakan bir meselesini başarıyla beyaz perdeye taşımıştı. Yönetmen olarak 2018 yılında kotardığı, başrollerinde Haluk Bilginer ve Cansu Dere gibi isimlerin yer aldığı 12 Bölümlük mini dizi Şahsiyet de büyük ilgi görmüştü.

Onur Saylak ve Hakan Günday işbirliği, bu defa, Yönetmenin ikinci uzun metraj çalışması olan ve prömiyerini 42. Uluslararası İstanbul Film Festivalinde gerçekleştiren Boğa Boğa filmiyle, yine bizden başka bir öyküyü beyaz perdeye taşıyor. Başarılı oyuncu Kıvanç Tatlıtuğ ve Yeşim Ustaoğlu imzalı Tereddüt filmiyle ve sinemaya yakışan fiziğiyle öne çıkan, sinemamızın, sanat için sınırları olmayan kadın oyuncularından Funda Eryiğit baş rolleri paylaşıyorlar.

Şaibeli bir finans ve yatırım işi nedeniyle hapse girip çıkan ve soruşturma altındaki işadamı Yalın (Kıvanç  Tatlıtuğ) eşi Beyza (Funda Eryiğit) ile birlikte baba evi bulunan Assos’da bir köye yerleşir. Yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle gizli bir tanık tarafından ifşa edilmiştir ve hiçbir biçimde ceza almaması gerekmektedir. Ancak medyaya yansımış ve infial yaratmış bir dolandırıcılık öyküsü haline gelen bu dava, yatırım amacıyla son kuruşlarını bu işe yatırmış insanlarda infial yaratmıştır.  Toplumun iki ayrı kesiminin zorunlu olarak yan yana geldiği bu köyde de maddi olarak zarar görenler vardır ve intikam için fırsat kollamaktadırlar.

Günümüzde uzun metraj film kotarmak oldukça önemli bir yatırım haline geldi. Yaşanan ekonomik sıkıntıların da etkisiyle gişe başarısı elde etmenin de oldukça riskli olduğu bir dönemde, Netflix’in bir anlamda imdada yetiştiği söylenebilir. Genelde sinemalarda gösterime girdikten sonra dijital platformlara devredilen birçok örneği olmasına karşın, dünyaca ünlü, adı bilinen Martin Scorsese gibi yönetmenler de artık dijital platformlar için film üretir hale geldiler.

Yönetmen Onur Saylak’ın Netflix’de gösterime giren yeni filminde öncelikle altını güçlü bir biçimde çizmemiz gereken noktalar var. Bu film, özellikle siyasetçilerin dile getirmekten çok çekindiği ve ‘feraset’ sözcüğüyle geçiştirdiği bir olguyu çürüten, toplumsal bir eleştiriye imza atıyor. Yani bir anlamda ‘kral çıplak’ deniyor. Dramatik bir biçimde iş hayatı ve yaşamı sona eren şöhretli bir ‘bankerin’ yükselişi ve çöküşüne medya üzerinden tanık olanlardanım. İntihar ederek yaşamına son veren ve bu günkülere kıyasla çok daha düzgün bir karakter profili sergileyen bu ismin, 1981 yılında çektiği ve sinemamızın ünlü oyuncularının yer aldığı reklam filmi, Boğa Boğa’yı izlerken, cıngılı ve nakaratlarıyla birlikte bir anda gözümün önüne geliverdi. 

Ancak anlaşılmaktadır ki insanlar yaşananlardan ders almamakta, daha çok kazanmak ve daha iyi yaşayabilmek için her olasılığı zorlamaktadır. Artık tek geçerli güç para ve zenginliktir. Hele dijital iletişim imkanlarıyla her şeye herkesin tanık olduğu bir dünyada bu durum daha da öne çıkmaktadır. Ülkemiz gibi ekonomik krizlerin sona ermesinin mümkün olmadığı, yüz milyarlarca dolar dış borcu olan bir ülkenin insanlarının, yalnızca kendi kısır menfaat hesaplarına sıkışmış bakış açıları ve ‘bana dokunmayan yılan’ deyişini haklı çıkarırcasına sergilenen davranış biçimleri, bize göre, Onur Saylak ve Hakan Günday ikilisinin ana fikrini oluşturmuş. Bu noktada Assos gibi zengin yerleşimcileriyle öne çıkmış ve Covid sonrası, özellikle varlıklı kesimin tercih ettiği bölgelerden bir yer olmasına karşın, sergilenen küçük yerleşime özgü güruh anlayışı ve bağnaz bakış açısı da filmin başarıyla altını çizdiği detaylardan.  

Toparlanacak olursa, Yönetmen Onur Saylak imzalı Boğa Boğa’nın, sinematografi kuramına uygun ancak ‘Art House’ kalıplara tamamen bağlı kalmayan ve özellikle ev içindeki iç planlarda dramatik aydınlatma tercih etmeyen ya da yeterince kullanmayan (bu hususta örnek verilecek olursa Nuri Bilge Ceylan imzalı Kış Uykusu filminin bir tek planı dahi, dramatik görüntü estetiğiyle adeta filmin önüne geçmişti), Assos’un güzel coğrafyasını derin netliklerin olduğu planlarla öne çıkaran, gerilim unsurunu iyi kullanan, sinematografisi ve  baş rol oyuncularıyla ilgimizi çeken bir yapım olmasına karşın, genel olarak ele alındığında dramatik olarak kaygısını eksik aktaran ve bir tür mutlu son olsa da özellikle finali eksik kalan bir film olarak algılanabileceğinin altını dikkatle çizmek gerekiyor.  

Hikmet Vardar