Yönetmen: Paul Feig

Senaryo: Emma Thompson ve Bryony Kimmings

Oyuncular: Emilia Clarke, Henry Golding, Michelle Yeoh ve Emma Thompson

Görüntü Yönetmeni: John Schwartzman

Kurgu: Brent White

Müzik: Theodore Shapiro

Yapım Yılı ve Süre: 2019/103 dk.

Küreselleşen ve hızla dijitalleşen dünyamızda, geçmiş on yıllara kıyasla artık başka gerçekler öne çıkıyor. Komedilerle öne çıkan oyuncu, yapımcı ve yönetmen Paul Feig (The Heat 2013, Spy 2015, Hayalet Avcıları 2016), yaklaşan Noel öncesi, cinsel tercihleri nedeniyle bazılarına göre ‘karizmasını incitmiş’ ancak 80 ve 90’lı yıllardaki hitleriyle popüler müzikte kendisine sağlam bir yer edinmiş ve yakın tarihte kaybettiğimiz Yunan asıllı İngiliz şarkıcı ve söz yazarı George Michael’ı bir defa daha beyaz perdede anmamızı sağlıyor. Filmde, filme adını veren Noel klasiği de dahil olmak üzere George Michael’ın müzikleri yer alıyor. Ayrıca 115 milyondan fazla albüm satmış, kariyeri boyunca listelerde birinci sırada yer alan 10 şarkıya sahip, Grammy ödüllü sanatçının, daha önce piyasaya sürülmemiş şarkıları da filmin hoş sürprizi sayılabilir.

Londra varoşunda ailesiyle yaşayan eski Yugoslavya göçmeni bir ailenin İngltere’de yetişmiş kızı Katerina ya da kendi isteğiyle kısalttığı adıyla Kate, Noel süsleri satan bir dükkanda ‘ELF’ kostümüyle tezgahtarlık yapmaktadır. Bu bağlamda kısa bir açıklama yapmak gerekirse, digital ansiklopedi tanımıyla Elf, Cermen mitolojisi′nde ve folklorunda yer alan doğaüstü varlık türüdür. Elfler İskandinav, Anglo Sakson ve Cermen kültür kollarına ayrılan kuzey kültürünün çok popüler bir halk inanışı figürüdür. Elf kavramına yönelik ilginin Avrupa’nın halk kültüründen ayrışıp küreselleşmesinde, İngiliz dili ve kültürü bilgini J. R. R. Tolkien’in modern zamanların en ilgi gören romanlarından olan Yüzüklerin Efendisi üçlemesinin ve bu romana dayanarak çekilen filmin büyük katkısı olmuştur. Bu romanın ana karakter gruplarından biri olan Elfler, Tolkien’in diğer kurgusal eserlerinde de sahneye çıkarlar.

Üzerinde ‘Sonsuza Kadar George Michale’ sloganı olan bavuluyla, kızları için sürekli endişelenen ve baskıcı karakteri olan annesinden kaçmaya çalışırken, sürekli geceyi geçirecek yer arayışındaki uçarı Kate, Tom’un (Henry Golding, Crazy Rich Asians, Jon M. Chu, 2018) hayatına girmesiyle yaşamını ve yanlış kararlarını sorgulamaya başlayacaktır. Noel yaklaşmaktadır. Eski bir koro kızı olan ve bir pop şarkıcısı olarak keşfedilmek üzere girdiği yetenek yarışmalarında aradığını bulamayan Kate için bu tanışma, yaşamını tehdit eden kalp rahatsızlığıyla bağlantılı olacaktır. Ancak Kate için olayları akışına bırakmak gerekmektedir. Noel süsleri ve biblolar satan bir dükkanda tezgahtarlık yaparak Londra gibi pahalı bir şehirde yaşamak zor olsa da, tesadüfen karşısına çıkan Tom ile kurduğu platonik ilişki birçok şeyin değişmesini sağlayacak ve Kate için farklı duygular yaratırken, yeni bir yaşamın müjdecisi olacaktır. Tom’un etkisiyle gönüllü olarak evsizler barınağında çalışmaya başlayan Kate, sorumsuz yaşamını eleştiren, evin güvenilir kızı, kendine ait bir yaşamı ve tutarlı işi olan eşcinsel ablası Marta (Lydia Leonard) dahil olmak üzere yaşamındaki insanlarla doğru temellere dayanan bir ilişki geliştirmeyi başaracaktır.

İyi kotarılmış ‘Romantik Komediler’ tür olarak kendi starlarını da yarattılar. Tatsız bir gününüzde günlük sorunlardan kopmak üzere zaman zaman tercih nedeni olan bu türün özellikle belli standartı yakalamış oyuncuları, Jennifer Aniston ve Kate Hudson’ın baş rollerinde olduğu filmler bazen benim de öncelikli tercihim haline geliyor. Ancak hepsi bu kadar. Yönetmen Feig’de bunu iyi biliyor olmalı ki, filme geniş bir yelpazede sosyal mesajlar eklemeyi ihmal etmiyor ve belki senaryoda da imzası olan Emma Thomson’un da katkısıyla, zaman zaman gözleri nemlendiren bir duygusallıkla alt metinler oluşturuluyor. Kuşkusuz sorulması gereken, bunların artık stabil hale gelmiş bir küresel kriz ortamı ve gittikçe ırkçılığa kayma eğilimi gösteren batı demokrasilerinde nasıl bir karşılığı olduğu? Belki de filmde buna en iyi örnek otobüste kendi dilleriyle konuşan göçmenlere İngilizce kullanmaları gerektiğini son derece sert biçimde hatırlatan genç Londralı da hayat buluyor.

Yapım notlarında gördüğümüz kadarıyla kamera arkasında Feig ve Thompson’a, Feig’in sık sık birlikte çalıştığı isimlerden olan görüntü yönetmeni John Schwartzman (Jurassic World, A Simple Favor), yapım tasarımcı Gary Freeman (Mowgli: Legend of the Jungle, Tomb Raider), editor Brent White (Spy, A Simple Favor), kostüm tasarımcı Renée destek veriyor.

Filmin yapımını Calamity Films adına BAFTA ödüllü David Livingstone (Pride, Judy), Emma Thompson, Paul Feig ve Feigco Entertainment adına Jessie Henderson (A Simple Favor, Spy) gerçekleştirmiş. Bir Şans Daha’nın başrol oyuncuları arasında, Kate’in yarı zamanlı çalıştığı Noel süsleri dükkanının yalnız, ama sert sahibi Santa rolünde Michelle Yeoh’yı izliyoruz. 1983’te Malezya güzellik kraliçesi seçilen ve dünyanın en güzel kadınları arasında gösterilen ancak artık yaş almış oyuncu filmin hoş sürprizleri arasında. Kate’in otoriter ve artık söz geçiremediği kızının, kendi yarattığı dramatik atmosferde yok olduğunu anlayamayan annesi Petra rolünde, duayen oyuncu Emma Thompson rol alıyor. Lydia Leonard, Kate’in öz disiplini yüksek, kardeşinin de artık sorumluluk almasını isteyen eşcinsel ablası Marta rolünde karşımıza çıkarken, Kate ve Marta’nın hayat yorgunu ve evi yerine geceleri Londra sokaklarında direksiyon sallamayı tercih eden babaları Ivan rolünde Boris Isakovic var.

Filmin bir başka yıldızı da başarıyla atmosfer yaratılmasına olanak veren Londra sokakları. Adeta bir masal dünyası yaratan mekanlar ve sinematografisi filmin eksiklerini tamamlarken, günümüzde bölgesel savaşlara militan yetişmesine neden olacak kadar sosyal sıkıntıları olan bir ülkenin turistik panaromasını seyrediyoruz. Müzikal atmosferinde senaryoya dahil olan evsizler, bavulu elinde kalacak yer arayan ve bu yolda gecelik ilişkilere girmekten kaçınmayan bir genç kadınla birlikte ilginç bir fotoğraf oluşturuyorlar.

‘Bir Şans Daha’, Aralık ayı ve Noel döneminde, Londra’dan şık görüntüler eşliğinde, hoşça zaman geçirebileceğiniz bir seyirlik. Baş roldeki Emilia Clarke, artık yaşını alsa da egzotik güzelliği beyazperdeye akseden ve silik bir role faklı anlam katan göçmen kökenli temiz yürekli Santa rolündeki Michelle Yeoh, aksanlı ingilizcesiyle demirperde köklerini ele veren ve ‘ah bir zamanlar’ dedirten Emma Thomson dikkatimizi çeken oyuncular oluyor. Günün yorgunluğunu atmak, günlük sorunlarla yorgun düşmüş belleğinizi tazelemek ve genç sayılabilecek bir yaşta bu dünyadan göçen, bir döneme damga vurmuş İngiliz şarkıcı George Michaels ve wham’den o günlere damga vurmuş hit şarkıları hatırlayarak hoşça zaman geçirmek istiyorsanız, Paul Feig imzalı ‘The Last Christmas (Bir Şans Daha) ilginç bir seçenek haline gelebilir.

Hikmet Vardar