Kısafilm

atan_kazanir

Atan Kazanır – Next Goal Wins Film Analizi

Yönetmen:   Taika Waititi

Senaryo:   Taika Waititi, Iain Morris

Yapımcılar:  Jonathan Cavendish, Garrett Basch, Taika Waititi, Mike Brett, Steve Jamison

Oyuncular:   Michael Fassbender (Thomas Rongen), Oscar Knightley (Tavita), Kaimana (Jaiyah), David Fane (Ace), Rachel House (Ruth), Beulah Koale (Daru), Uli Latukefu (Nicky Salapu), Chris Alosia (Jonah), Semu Filipo (Rambo), Ioane Goodhue (Smiley), Lehi Falepapalangi (Pisa), Hio Pelesasa (Samson), Will Arnett (Alex Magnussen), Elisabeth Moss (Gail)

Süre:   103 Dakika

Spor sözcüğü genel bir tanımlama sayılsa da, özellikle bizim de arasında olduğumuz bazı ülkelerde, geniş kitleler için bu tanımlama yalnızca futbol olarak anlaşılıyor. Özellikle son günlerde medyayı oldukça meşgul eden fon skandalı, bu sayede ortaya saçılan ve birçok insan için erişilmez sayılabilecek maddi olanaklar, sporun bu dalını geniş kitleler için farklı bir noktaya taşıyor.  

Oscar Ödüllü Taika Waititi’nin (Jojo Rabbit, Thor: Ragnarok) yönetmen koltuğunda oturduğu ve gerçek bir hikayeye dayanan ‘Atan Kazanır’, 2001’deki unutulamaz 31-0’lık yenilgisiyle ünlenmiş Amerikalı Samoa futbol takımını konu alıyor. Dünya Kupası Elemeleri’nin yaklaştığı bir dönemde geçen bu komedide, dünyanın en kötü futbol takımını, gol atabilir düzeye taşıması  için talihsiz, başına buyruk antrenör Thomas Rongen (Michael Fassbender), işe alınır. Çalıştırdığı futbol takımının aldığı başarısız sonuçlar nedeniylegözden düşmüş ve kovulmuştur. Özel hayatı rayından çıkmış olan ve bir kazada kaybettiği kızının acısını unutamayan Rongen, ayrı yaşadığı ancak halen sevdiği eşinin de patronuyla ilişki yaşamasını hazmedememektedir.  Çaresizlik onu hiç bilmediği bir atmosfere ve bambaşka bir dünyaya taşıyacaktır.

Atan Kazanır – Fragman

Hemen altını çizmek gerekir ki, bir bakışta, beylik Hollywood kalıplarının, sinema kuramı bakımından filme  damgasını vurduğunu görüyoruz. Makul bütçeli, dijital teknolojinin imkanlarını kullanan, cömert bir doğada ve etnik detayların özellikle öne çıkarıldığı, fazlaca yoruma ve gişe bakımından şansa yer bırakmayan bir film akıp gidiyor. Yer yer güldüren, yer yer duygulandıran, Amerikalı bir yaşam anlayışının, Samoa adası yerlileriyle ve yaşam biçimleriyle harmanlandığı, kişisel düşünceme göre LGBT meselesine de son derece makul bir yaklaşım sunan sinema söylemiyle, eğlenceli bir seyirlik.

Ancak hemen bu noktada bir soru da sormadan ve hınzırlık yapmadan geçmeyelim. Bir basın gösterimine katılıyorsunuz. Doğal olarak, izleyiciler, geleneksel ya da dijital medyada sinema üzerine yazan ve bir bölümü, kendisini her şeyden soyutlayarak farklı bir konuma yerleştirmiş, size nazik bir selamı dahi çok gören insanlar. Ama göreceli olarak ciddi sayılabilecek bu atmosferde, belki ancak gülümsetecek bir sahneye, salondan abartılı kahkahaların yükseldiği görülüyor. Doğal olarak sizde de bir merak uyanıyor. “Acaba benim espri anlayışımda bir eksiklik mi var, yoksa bu kahkahaları atanların espri anlayışının arkasında olabildiğince farklı bir okuma biçimi mi var?” diye düşünerek.  Bu noktada Yönetmen Waititi kafanızın fazlaca karışmasına izin vermeden, her yaşa ve kültüre uygun bir sinema söylemiyle denge kuruyor. Bir futbol meraklısı olmasanız dahi, bu oyunun neden bu denli popüler olabildiğine dair adeta ders verir nitelikte bir söylemler bütünüyle, bir futbol maçına ne denli özel anlamlar yüklenebileceğini ve insanların yaşamında nasıl bir farklılaşma sağlanabileceğini, gösterge bilimin unsurlarını da kullanarak beyaz perdeye yansıtıyor.

Antrenör Thomas Rongen rolüyle fazla öne çıkacak güçte bir Fassbender performansı beklemesek de, özellikle trans oyuncu Jaiyah rolündeki Kaimana’nın performansı ve filme yansıtılma biçimi, esas kadın oyuncunun kim olduğunu sorgulatan ve kafa karıştıran  bir atmosfer yaratıyor. Bu noktada Yönetmen Waititi fazla risk almıyor ve filmini tartışmalardan uzak tutmayı başarıyor. Tüm farklı okumalara karşın, doğal olarak Rongen ve Jaiyah arasındaki antrenör ve oyuncu ilişkisi, dozunu koruyan bir denge içinde gelişerek, farklı yaklaşımlara izin vermiyor.

Toparlayacak olursak, özellikle futbol sever bir sinema meraklısıysanız,  Taika Waititi imzalı ‘Atan Kazanır’, keyifli sinema dili, yeterli görüntü estetiği ve düşmeyen temposuyla, egzotik mekanlarda ve samimi bir atmosferde geçen, hoşça zaman geçirmenize imkan sağlayacak bir sinema  yapıtı. Ülkemizin ve dünyanın yaşadığı zorlu şartların her gün televizyonlar kanalıyla evlerimizin içine girdiği, gülmeye hasret kalınan bir dünyada, Taika Waititi imzalı ‘Atan Kazanır’ sizler için farklı, renkli ve stres azaltıcı bir atmosfer yaratabilir.

Hikmet Vardar

Yukarı SB
error: Content is protected !!