Kısafilm

mary poppins

Mary Poppins Dönüyor

2019 Golden Globe Ödüllerinde Müzikal dalında en iyi film ödülü ve diğer dallardaki ödüllere de aday gösterilen Mary Poppins Dönüyor, 1963 yapımı Mary Poppins filminin devamı niteliğinde.

Mary_Poppins_AfisMARY POPPINS RETURNS – MARY POPPINS DÖNÜYOR

Yönetmen:Rob Marshall

Senaryo: PL Travers’ın Mary Poppins öykülerinden uyarlanarak Magee & Rob Marshall & John DeLuca

Oyuncular: Emily Blunt, Lin-Manuel Miranda, Ben Whishaw, Emily Mortimer, Julie Walters, Pixie Davies, Nathanael Saleh ve Joel Dawson, Colin Firth, Meryl Streep

Görüntü Yönetmeni: Dion Beebe

Kurgu: Wyatt Smith

Müzik: Marc Shaiman

Yapım Yılı ve Süre: 2018/131 dk.

2019 Golden Globe Ödüllerinde Müzikal dalında en iyi film ödülü ve diğer dallardaki ödüllere de aday gösterilen Mary Poppins Dönüyor, 1963 yapımı Mary Poppins filminin devamı niteliğinde. Bu klasik müzikal masal, Rob Marshall tarafından yönetilirken, senaryosunu, PL Travers’ın Mary Poppins öykülerinden uyarlayarak David Magee & Rob Marshall & John DeLuca yazmış. Filmde Emily Blunt, ilk filmde Julie Andrews tarafından canlandırılan Mary Poppins rolünü üstlenirken, filmin müziklerini Marc Shaiman’ın yaptığını ve sözlerini Scott Wittman’la Shaiman’ın birlikte yazdıkları orijinal bestelerin müzikalde yer aldığını görüyoruz.

Kitabın yazıldığı dönem olan 1930’ların ekonomik kriz döneminde Londra’da geçen film, artık bir yetişkin ve aile babası olan Michael Banks’in, babasının ve dedesinin de daha önce çalıştığı Londra’daki Fidelity Fiduciary Bankası’nda bir iş bulmasıyla başlıyor. Michael, üç çocuğu Annabel (Pixie Davies), John (Nathanael Saleh) ve Georgie (Joel Dawson) ile Kiraz Ağacı Caddesi 17 numarada yaşamaktadır ve ekonomik olarak zorluklarla karşı karşıyadır. Krizin yolaçtığı stres kadar, tüm aile Michael’ın karısının ölümünün yarattığı hüzünlede başa çıkmaya çalışmaktadır. Yaşlı ve çaresiz yardımcı Ellen (Julie Walters)’ın çabalarına rağmen bu babadan yadigar eve kaos hakimdir. Abla Jane (Emily Mortimer), hayır işleri ve işçi haklarına olan hevesiyle annesi gibi her şeye yetişmeye çalışmakta, hem kendi işleri hem de ailesinin sorunlarıyla boğuşmaktadır. Dönemin ağır koşulları ve annelerinin ölümüyle ailenin yaşadığı kaos nedeniyle çocuklar, kendilerini yetişkin sorumluluklarıyla karşı karşıya bulur. Bunun sonucunda çocuksu neşeden arınmış, küçük yetişkinler haline dönüşmüşlerdir.

Michael’ın çocuklarıyla olan ilişkisindeki zorluklar kadar, ekonomik güçlüklerini aşmak için çalıştığı bankadan aldığı finansman kredisi nedeniyle kapısına dayanan banka avukatları, gecikmeleri bahane ederek tüm borcunu ödemesini talep etmektedir. Kibar ve anlayışlı gözüken banka müdürü Mr. Wilkins (Colin Firth), babasına ait banka hisselerini kullanarak bu hacizden kurtulmak isteyen Banks’in evine biran önce haciz getirerek evi elinden almak tehdidiyle Michael’ı bu hisselerin sahibi olduklarını ispatlamaya zorlayarak, daha fazla stres içine sokmuştur. Ancak, hikaye bu ya dercesine, işler bir anda değişir ve benzersiz yetenekleriyle sıradan şeyleri fantastik bir maceraya çevirebilen, hiç yaşlanmamış, işbilir dadı Mary Poppins (Emily Blunt), aniden geri döner. Yaşanan sorunlarda en büyük yardımcısı olacak sokak lambacısı, fenerci Jack (Lin-Manuel Miranda) ile dayanışma içerisinde olacak, Banks’in çocuklarıyla benzersiz maceralara çıkacak ve içlerinde Mary’nin eksantrik kuzeni Topsy (Meryl Streep) gibi renkli karakterlerle tanışarak, sevgi ve kahkaha dolu günlere geri döneceklerdir.

Yapım notlarından sadeleştirdiğimiz kadarıyla, geçmişte Walt Disney Studios, film yapımcıları ile 2011’de “Pirates of the Caribbean: On Stranger Tides” üzerinde bir iş birliği şeklinde (yönetmen olarak Rob Marshall ve yönetici yapımcı olarak John DeLuca ile) ve 2014’te “Into the Woods” üzerinde (yönetmen olarak Marshall ve yapımcılar olarak DeLuca, Marshall ve Marc Platt ile) çalışmış. Başka bir projede yeniden birlikte çalışmak isteyen stüdyo, PL Travers’in yedi ek kitabında bulunan öykülerin zenginliğine dayanarak, en dikkat çekenlerinden olan “Mary Poppins”’e bir devam filmi önermiş. Üç film yapımcısının da favorisi olan 1964 tarihli klasiğin kısa bir süre sonra Rob Marshall’ın yönetiminde çekilmesi kararlaştırılmış.

Başarılı beyaz perde adaptasyonları olan “Chicago,” “Nine” ve “Into the Woods”’u yöneten ve koreografisini düzenleyen bir sahne yönetmeni ve koreograf olan Marshall, bir müzikalin nasıl kotarılacağı konusundaki tecrübesini bu işe katmış. Bazı favori müzikalleri olan “Singin’ in the Rain,” “Meet Me in St. Louis” ve “Cabaret”’ye yaptığı atıflarla, kendi üslubuyla hem sinema hem de Brodway Müzikal dünyasını bir şekilde beyaz perdeye taşımış.

“Mary Poppins’in anlatımının klasik bir doğası var. Klasik müzikal film yapımının özünü gerektiriyor ama aynı zamanda çağdaş ve çok canlı ve aynı zamanda anın içinde hissettiriyor” diyor, (“La La Land”, “Bridge of Spies”, “Grease Live!”) gibi filmlerle tanınan iki defa Oscar® adayı ve Emmy ödüllü yapımcı Marc Platt. “Rob, herşeyi karıştırmanın bir ustası. Yaklaşımında titiz davranıyor ve her seferinde en iyisine ulaşmadan işi tatlıya bağlamıyor. Her karede, her sahnede ve her müzikal numarada büyüyü buluyor. ”

Yazar PL Travers, 1934’te çocuk kitabı “Mary Poppins” ile dünyaya akıllı dadıyı tanıtırken, gelecek 50 yıl boyunca, gizemli yönetimiyle sayısız büyülü maceraya sahip yedi kitap daha yazmış. Bu kitaplar arasında, “Mary Poppins Geri Geliyor”, “Mary Poppins Kapıyı Açıyor,” “Parktaki Mary Poppins”, var. Travers’in kitapları, devam eden bir anlatıya sahip olmaktan çok bir dizi skeç halindeyken, bu ek kitaplardaki içerik zenginliğinden faydalanılarak “Mary Poppins Returns” oluşturulmuş.

Senaryoyu hazırlamak için takıma katılan iki Akademi Ödülü® adayı David Magee (“Life of Pi,” “Finding Neverland”), ilk filmden yıllar sonra, “Marry Poppins”teki çocuklar olan Michael ve Jane’in yetişkin hallerinin etrafında dönen yeni bir anlatıya imza atmış.

Richard M. Sherman ve Robert B. Sherman tarafından yazılan ilk filmin unutulmaz müziğinin hayranları olan GRAMMY® ve Tony Award® ödüllü Marc Shaiman (“Hairspray,” “South Park”) ile Tony ödüllü ve üç sefer Emmy® adayı Scott Wittman (“Hairspray,” “Smash) takıma katıldıkları için oldukça heyecan duymuşlar. Efsanevi şarkı yazarlarından ilham alan Shaiman, yeni besteler hazırlamış ve filmin müziklerini oluşturmuş. Wittman ile birlikte dokuz yeni orijinal şarkının sözlerini yazmışlar.

“Marc ve Scott, bu projeye benzersiz bir şekilde uyarlanmış ve parlak kelime oyunları ve derin sözlerle ahenkli şarkılar sundu.” diyor Golden Globe® adayı ve Emmy ödüllü yapımcı John DeLuca (“Into the Woods”, “Chicago”). “Eksantrik eğlenceli şarkılarla ve etkileyici balladlarla geldiler… Böylelikle kendinizi Mary Poppins’in dünyasında yeni ve tazelenmiş hissediyorsunuz.”

 

Müzikal film yapımı ve zorluklarını değerlendirmeden önce filmin en önemli ögesi halindeki özgün bestelerin, başarılı bir biçimde dilimize aktarılmış olmasına karşın, Türkçeleştirilmiş olması öncelikli olarak değerlendirilmesi gereken bir konu. Kişisel olarak hiç değilse bu bestelerin orijinal haliyle bırakılmasını tercih ederdim. Sinemada dublajı sevmeyenlerden olarak tercihim bu yönde olsa da, bu tarzdaki filmlerin esas hedef kitlesinin çocuklar ve genç sinema seyircileri olması nedeniyle ve klasikleşmiş bir müzikalin geniş kitlelere ulaştırılması ve diğer ticari kaygılarla bu yönde tercih yapılarak, filmin Türkçe seslendirmeyle gösterime sokulduğu anlaşılıyor. Bu noktada, seslendirme bakımından çok sırıtmayan başarılı bir işe imza atıldığının altını çiziyoruz. Yine de eğer iyi bir müzik kulağınız varsa ve İngilizce diline hakimseniz, özellikle film için hazırlanmış bestelerden aynı tadı alamayacağınızı ve müzikal bir film için bunun önemli bir handikap olduğunuda belirtmek gerekiyor.

Bir sinema türü olarak müzikal filmlerin günümüzde geniş kitlelere ulaşmasındaki engeller ve özellikle klasik öykülere dayalı müzikal film yapımının kendine özgü zorlukları Mary Poppins Dönüyor’da teknik olarak başarıyla aşılmış. Kuşkusuz bu noktada Disney®’in ve Oscar® a uzanan ‘La La Land’ gibi filmlerle tanıdığımız iki defa Oscar® adayı seçilen ve Emmy ödüllü yapımcı Marc Platt (“La La Land”, “Bridge of Spies”, “Grease Live!” gibi isimlerin büyük payı var. Ancak klasik bir masalı bilindik İngiliz burjuva tarzıyla harmanlayan bir müzikalin günümüzde her türde digital medyanın bombardımanı altındaki genç nesiller üzerinde nasıl bir etki yaratacağı da ayrı bir değerlendirme konusu. Küçük bir çocukken seyrettiğim ilk film ve o günün sinema ve medya olanaklarıyla kıyaslandığında başka bir çağa geçmiş günümüz olanakları bağlamında ‘Mary Poppins Dönüyor’ bir başyapıttan çok özenle kotarılmış Disney® tarzı bir seyirlik haline geliyor.

 

Temeli klasik ve çok bilinen bir öyküye dayanan, aile kavramı ve daha çok kapitalizm nesnelliğinde egemen kültür olarak karşımıza dikilen burjuva kültürünün önemli ögesi, her işin altından kalkan becerikli dadı figürü, kuşkusuz bizim coğrafyamızda yerine tam oturmasa da, zaman zaman yüreklere uzanan bu öyküye farklı bir boyut kazandırıyor. Kuzen Topsy rolündeki Meryl Streep ve üçkağıtçı bankacı Colin Firth filmin hoş sürprizleri. Ballon Lady rolündeki Angela Lansbury ve Dick Van Dyke (Mr. Dawes) ilk filme gönderme yapan güçlü bir nostalji yaratıyorlar. Bu noktada bir değerlendirme daha yapmak gerekiyor. Tek bir metine dayanan Yazılı Anayasası olmayan, üzerinde güneş batmayan imparatorluğun gücünü nasıl koruduğu tartışıla dursun, sinema endüstrisinin, Anglosakson gelenekleri başarıyla canlandırarak hatırlattığı görülürken, endüstri devrimi esnasında vahşi kapitalist uygulamaları ideoloji yarattıracak kadar öne çıkaran bir kültürün, sokak lambacıları (leeries) gibi tarihte yerini almış proleter bir meslek grubuna yüklediği kurtarıcı misyonu ve bisikletle cambazlık yaparcasına iki saati aşan bir sürede sergilenen stüdyo performansları ve yine animasyonla içiçe geçen çizgi film tadındaki aksiyon yüklü sahnelerle desteklenen ‘Mary Poppins Dönüyor’, geçmişe dönerek ilk filmin nostaljisini yaşamak isteyenler ve bu türün meraklıları için farklı bir seçenek olabilir.

Hikmet Vardar

Yukarı SB
error: Content is protected !!