Yine ve Yeniden: Kurt Adam !
Ana akım sinema gerçekliği yeniden üretirken seyircisini toplumsal yaşamın labirentlerinde gerçeğin arkasındaki asıl, görünmez gerçekliği keşfetmeye davet etmez. Ticari sinema da olarak adlandırılan ana akım sinema, aynı zamanda entertainment olarak da kabul edilir. Bu süreci her zaman güldürerek ya da mutluluk hissini abartarak değil, aynı zamanda korkutmak amacıyla da gerçekleştirir.
ZAMAN VE MEKAN YARATMA SANATI
Sinema için temel anlamda bir zaman ve mekan sanatı denilebilir. Sinema başka diğer büyük sanatlar resim, edebiyat gibi yaşamı yansıtır. Bu yansıtmalar şüphesiz bir öykü aracılığıyla gerçekleştirilir ve bu aşamada gerçek zaman ve mekan, sinemasal zaman ve mekana dönüştürülür.
Ana akım sinema gerçekliği yeniden üretirken seyircisini toplumsal yaşamın labirentlerindeki gerçeğin arkasındaki asıl, görünmez gerçekliği keşfetmeye davet etmez. Ticari sinema da olarak adlandırılan ana akım sinema, aynı zamanda entertainment olarak da kabul edilir. Bu süreci her zaman güldürerek ya da mutluluk hissini abartarak değil, aynı zamanda korkutmak amacıyla da gerçekleştirir.
Kurt adam, sinema sanatının korku ve gerilim türünde zaman zaman yeniden ısıtılıp beyaz perdeye servis edilir. Bu bağlamda yazar-yönetmen Leigh Whannell’in yönettiği Kurt Adam, serinin son halkası…
SİNEMADA KURT ADAM TEMASI
Kurt adam teması ilk kez 1935 yılında Werewolf of London filmiyle beyaz perdede arzı endam etmiş ve daha sonra Lon Chaney Jr.’ın başrolünü oynadığı 1941 yapımı bir Universal klasiği olan The Kurt Adam ile popüler kültürün ölümsüzleri arasına girmişti. O zamandan bu yana bu tema, karakter yıllar boyunca korku-gerilim filmi türünde terör içerikli 1981 yapımı The Howling, 1981 yapımı An American Werewolf in London ile komediye göz kırpıp; 1985 yapımı Teen Wolf ile romantik bir kahraman ve usta aktör Jack Nicholson’ın oynadığı 1994 yapımı Wolf’daişkence görmüş genç seks sembolü ve 2008 yapımı Twilight ile de seyircinin karşısına çıktı. (1)
Kurt adamlarla ilgili anlatılan eski hikâyeler neredeyse insanlığın kendisi kadar eskidir. M.Ö. 2100 yılında erken bir tarihte kaydedilmiş olan antik efsanelerden doğmuş olduğu bilinmektedir. Likantropi Hikâyeleri – bir insanın kurda dönüşmesi – Avrupa folkloruna o kadar yerleşmiştir ki, 16. ve 17. yüzyıllarda Avrupa’da kurt adam davalarına ilham vermiş, Amerika’nın ünlü Salem cadı davalarının başladığı sıralarda sona ermiştir. Kurt adamlar daha sonra Bram Stoker’ın 1897 tarihli Dracula romanında ve Drakula’s Guest adlı kısa öyküsünde de yer almışlardır. (2)
21. YÜZYIL ALEGORİSİ
Muhtemelen çok az sinemacı kurt adamı yine ve yeniden bir 21. yüzyıl alegorisine dönüştüren yazar-yönetmen Leigh Whannell kadar cesur ve vizyoner bir yaratıcılıkla, potansiyel canavar filmi uyarlamalarının dehşet verici, ürpertici son örnek olan Kurt Adam’ı, yeniden keşfederek onun kadar başarılı şekilde öyküsünü anlatmış olabilir.
Aslında yalın bir öykü Kurt Adam… Çocukluğu despot babası Grady’nin (Sam Jaeger) Oregon’un el değmemiş doğasındaki çiftlik evinde hayatta kalmayı öğrenmesi için sevgi görmeden geçmiş Blake (Christopher Abbott), yetişkin olduktan sonra babasıyla görüşmemiştir. Kendisinin görmediği sevgiyi kızı Ginger’a (Matilda Firth) fazlasıyla veren Blake, babasının vefat ettiğini ve Lovell çiftliğinin kendisine kaldığını öğrendikten sonra, araları gergin olan gazeteci eşi Charlotte (Julia Garner) ve kızıyla birlikte çocukluğunun geçtiği Lovell çiftlik evine giderler. Blake ve ailesi için bu yolculuk yeni bir başlangıç mı yoksa sonun başlangıcı mı olacaktır?..
ATMOSFER YARATMA BAŞARISI
Yönetmen Whannell, filmini ana karakteri Blake’in yetişkinlik yıllarına taşıdığında, film hafiften sarkmaya başlasa da, filmin devamında bir nabız gibi yükselen dinamik bir anlatım seyirciyi yeniden filme döndürüyor. Şüphesiz korku-gerilim türünde kullanılan trükler ve başarılı özel efektler ve makyaj, bu etkinin oluşmasına hizmet etse de; yönetmen Whannell’in kamera açıları tercihi, görüntü yönetmeni Stefan Duscionu’nun atmosfer yaratma başarısı filmin etkisini güçlendiren sinematografik ögeler olarak öne çıkıyor. Yönetmen Whannell, Protez makyaj kullanıyorsunuz. Dikkatli davranmazsak pek çok unsur gülünç olabilir… diyerek bu tür filmlerin bıçak sırtı başarısına dikkati çekmiş.
Filmin sürekleyici anlatımında şüphesiz oyunculuk performanslarının etkisine de vurgu yapmak lazım. Blake karakterinde Christopher Abbott, kızı Ginger rolünde küçük oyuncu Matilda Firth’ün ve Charlotte rolünde Julia Garner’ın filmin başarısına önemli katkılarda bulunduklarının altını çizelim.
KAYNAKLAR
- Universal Pictures ve Blumhouse, Kurt Adam Prodüksiyon Notları.
- A.g.n.