43. İstanbul Film Festivali Sona Erdi
43. İstanbul Film festivali zengin bir program ve etkinlikler sonrasında 28 Nisan’da, Atlas 1984’de yapılan kapanış töreniyle sona erdi.
1990’larda sinemamızın değişimi sonrasında bağımsız yönetmenlerin ikinci kuşak sinemacıları arasında öne çıkan bir yönetmen olarak dikkat çeken Selman Nacar, son filmiyle tereddüte yer bırakmayan bir başarıya imza attı.
43. İstanbul Film festivali zengin bir program ve etkinlikler sonrasında 28 Nisan’da, Atlas 1984’de yapılan kapanış töreniyle sona erdi. Törende festivalde ödül kazananlara ödülleri verildi. Daha önce festival hakkındaki izlenimlerimizden bahsetmiştik. İzlediğimiz bazı filmlerden bahsedip ödül kazananları da okuyucularımıza anımsatalım.
CEZAYİR KRALI
Ömer, Fransız hapishanelerindeki 20 yıllık mahkumiyet sonrasında, hapisten kaçarak yaşamının geri kalan kısmını geçirmek için Cezayir’e gider. Yakın arkadaşı Ron’un yardımıyla bir bisküvi fabrikasında iş bulur. Ömer bir gangster ve suçludur. Cezayir’de de rahat durmaz. Yaşamının akışı fabrika çalışanı ve özgürlüğüne düşkün Samia ile tanışmasıyla değişir. Yönetmen Elias Belkaddar eski bir Fransız sömürgesi olan Cezayir’e baş rolü vererek, kurduğu olay örgüsünün paralelinde bu ülkede sömürge düzeninin yarattığı enkaz, suç ve yoksulluğun normale dönüşen koşullarını da gözler önüne seriyor.
TATLI RÜYALAR
1900’lerin başında Hollanda’nın bir Endonezya adasındaki sömürgesinde şeker plantasyonu ve malikane sahibi ve despot bir adam olan sahip Jan’ın, evin hizmetçisi Siti’den oğlu vardır. Jan Siti’den olan oğlu Karel’i diğer sömürge çalışanlarından ayırır ve ona silah taşıma ayrıcalığı verir. Jan, aniden geçirdiği rahatsızlık sonrasında karısının müdahale etmemesi sonucunda ölünce, karısı Agathe oğulları Cornelius’u mala mülke sahip olması için Hollanda’dan çağırır. Kibirli oğlu ve hamile karısı Josephine bu geri bıraktırılmış adaya geldiklerinde bir sürprizle karşılaşır. Jan, bütün malını Karel’e bırakmıştır. Kolonyalizm döneminde batının hem kaynaklarını sömürdüğü hem de ilkel diye aşağıladığı asimetrik ilişkilerin egemen olduğu Tatlı Rüyalar, emperyalizmin kirli yüzünün ortaya çıkması açısından da zihin açıcı bir film.
YURT
Festivalin ulusal yarışma filmlerinden “Yurt”, ülkemizin gündeminde salt yakın geçmişte 28 Şubat sürecinde değil, günümüzde de öne çıkan laik-muhafazakar gerilimi üzerine yapılan dizilerden sonra, yönetmen Nehir Tuna’nın bu bağlamda çektiği bir film. Tuna filmini açıktan bir çatışma üzerine kurmayıp, geçmişinde tövbe eden ve zengin bir adam olan Ahmet’in babası ve oğlunun üzerinden kurgulamış. Ahmet, sonradan hidayete eren babası tarafından günahsız yetişsin diye babanın maddi yardımda bulunduğu bir tarikat yurdunda kalmaya zorlanır. Tarikatın kuran hocası Yakup, zengin bir ailenin çocuğu olan Ahmet’e takmıştır ve hayatı ona zindan eder. Ahmet’in en büyük destekçisi hem yurtta kalan hem de çalışan Hakan’dır. İki çocuk da renksiz ve sevgisiz bir ortamda her şeye karşın geleceğe yönelik hayaller kurar. Yönetmen Nehir Tuna, tutuk ya da tedbirli davranarak ülkemizin yaşadığı çelişkilere, gerilimlere kamerasını çevirmesine karşın; bir ergen olan Ahmet’in istemediği bir hayata zorlanması ve bu bağlamda ona yaşamı dar eden hoca Yakup’un üzerinden ağırlıklı öyküsünü anlatıp, gerilimin oluşmasında etken olan koşullara ürkek diyaloglar ve zaman zaman müsamereyi hatırlatan protesto gösterileriyle yaklaşmayı tercih etmiş. Ayrıca dönemin olaylarına gerçekle uyuşmayan eklemeler ise filmin zaafları… Diğer yandan anlattığı öyküye uygun bir biçim ve görüntü yönetmeni Florent Henry’nin katkısının, filmin etkisini büyüten temel öge olduğunu da vurgulayalım.
BİLDİĞİN GİBİ DEĞİL
Yönetmen Vuslat Saraçoğlu’nun ulusal yarışma filmi “Bildiğin Gibi Değil”, festivalin Ulusal Yarışma bölümünde En İyi Senaryo ödülünü kazandı. Saraçoğlu, babaları ölen üç kardeşin cenazesi için çocukluklarının geçtiği Tokat’ta buluşmaları ve geçmişi hatırlayarak hesaplaşmalarına kamerasını çevirmiş. Büyük abileri Tahir yıllardır babasıyla birlikte Tokat’ta esnaflık yapmış, onun eli kolu olmuş ve kendi hayallerinden vazgeçmiştir. Ortanca kardeş Yasin kentin dokusundan farklı bağımsız kişiliğiyle, bu küçük kentte sıkışıp kalmamış hayallerinin peşinden giderek yazar olmuştur. Küçük kız kardeşleri Remziye ise, ailenin delisi bellenmiş ve başına buyruk yaşayan tezgahtarlık yapan birisidir. Babalarının sorumluluğunu bencilce abileri Tahir’in üzerine yıkan Yasin ve Remziye (Sude), babalarının gizemli ölümü vesilesiyle cenaze için çocukluklarının geçtiği eve dönerler. Bu süreç sadece bir cenaze buluşmasına değil aynı zamanda geçmişin hesaplaşmalarıyla aralarında bir çatışmaya dönüşür. Geçmişe ilişkin eteklerdeki bütün taşlar dökülür. En büyük bedeli Remziye ödemiştir.
TEREDDÜT ÇİZGİSİ
1990’larda sinemamızın değişimi sonrasında bağımsız yönetmenlerin ikinci kuşak sinemacıları arasında öne çıkan bir yönetmen olarak dikkat çeken Selman Nacar, son filmiyle tereddüte yer bırakmayan bir başarıya imza attı ve Terddüt Çizgisi, Ulusal Yarışma En İyi Yönetmen ödülünü hem de başrol oyuncusu Tülin Özen’in çok başarılı bir oyunculuk performansıyla En İyi Kadın Oyuncu ödüllerini aldı. Selman Nacar, filmlerinde anlattığı öykülerle toplumun kılcal damarlarına nüfus etme başarısını gösteren bir yönetmen. Diğer yandan ülkemizin temel çelişkilerinde aslan payı taşıyan taşranın nabzını ve kolektif bilinçaltının işleyişini de anlattığı öykülere başarıyla monte ediyor. Bu bağlamda “Tereddüt Çizgisi”, kendi kişisel sorunlarıyla, beyin ölümü gerçekleşmiş annesinin sağlık sorunları arasına sıkışmış bir avukatın, haksız yere yargılandığını düşündüğü Musa’nın savunmasını üstlenmesine yoğunlaşıyor. Bu süreçte taşrada güçlünün her şeyi manipule etme sürecini yönetmen Nacar gözler önüne sererken, bu durumun mutlak olamayacağı yönündeki önermesini de filminin satır aralarına yerleştiriyor.
FARUK
“Faruk”, yönetmen Aslı Özge’nin kendi kişisel yaşamından esinlendiği, babasının filmin başrolünde oynadığı, kurmaca ile belgeseli içice geçirerek öyküsünü anlattığı son filmi. Özge’nin filmi aynı zamanda 43. İFF’nin Uluslararası Yarışma seçkisinde de yer almıştı. İstanbul’un beklenen depremi, Aslı Özge’nin babası Faruk’un da oturduğu apartmanın kentsel dönüşüm ile yenilenmesini gündeme getirmiştir. Apartman sakinleri yenilemeyi yapacak müteahhit firma için aralarında sürekli tartışıp, anlaşamazlar. Bu apartman sakinleri sanki toplumumuzun bir mikro kozmosudur. Evin yapım süreci devam ederken, müteahhit sürekli gereken imzalar için yaşlı bir adam olan Faruk’u, kızı Aslı’ya vekâlet vermesi için ikna eder. Çektiği filmi parasızlık yüzünden tamamlayamayan Aslı Özge, babasının inşaatı devam eden evini satıp filmini tamamlar ve borçlarını öder. Aslı Özge, son filmi “Faruk” ile Brecht’in tiyatro ve sinemada bir anlatım aracı olarak kullandığı yabancılaştırma efektine başvurarak film içinde film çektiği duygusu da veren filminde; aslında seyirciye bu seyrettiğiniz bir film, ben babamın evini ondan habersiz satmadım mesajı veriyor. Özge’nin konvansiyonel sinemanın varoluşuna ilişkin bir sorgulama olarak da kabul edilebilecek sinematografik anlatım yöntemi amacına başarıyla hizmet ediyor. Aynı zamanda olay örgüsü paralelinde yaşadığımız ülkenin sorunları hakkında açıktan olmayan, kısmen eleştirel vurgulamalar da filmin satır aralarına sızıyor. Aslı Özge, direkt mesaj üretme kaygısından uzaklaşıp kullandığı Brechtyen anlatım ile seyircinin gerçeğin arkasındaki gerçekliği görmesini amaçlamış.
43. İstanbul Film Festivali’nde ödül kazananları da anımsatalım.
Uluslararası Yarışma: Altın Lale En İyi Film (Şakir Eczacıbaşı anısına), Sonsuza Dek / Nazavzhdy-Nazavzhdy / Forever-Forever / Anna Buryachkova (Ukrayna, Hollanda); Jüri Özel Ödülü, Tatlı Rüyalar / Sweet Dreams / Ena Sendijarevic (Hollanda, Fransa, Endonezya, İsveç); Genç Usta Ödülü Nespresso Genç Jürisi tarafından, İstif / Hoard / Luna Carmoon (İngiltere); Ulusal Kısa Film Yarışması En İyi Kısa Film, Eksi Bir / Ömer Ferhat Özmen; Mansiyon, Zarafet ve Şiddet Arasında / Şirin Bahar Demirel; Seyfi Teoman En İyi İlk Film Ödülü, Büyük Kuşatma / Sinan Kesova, Mansiyon, Başlangıçlar / Ozan Yoleri; Ulusal Belgesel Yarışması En İyi Belgesel, Dargeçit / Berke Baş, Mansiyon, Domates Biber Depresyon / Aybüke Avcı; FIPRESCI Ödülleri Uluslararası Yarışma Sonsuza Dek / Nazavzhdy-Nazavzhdy / Forever-Forever / Anna Buryachkova (Ukrayna, Hollanda), Ulusal Yarışma Tereddüt Çizgisi / Selman Nacar, Ulusal Kısa Film Yarışması, Beyaz Dağın Çocukları / Yalçın Çiftçi; Ulusal Yarışma En İyi Film Yurt / Nehir Tuna; Kariyo & Ababay Vakfı Jüri Özel Ödülü (Onat Kutlar anısına) Bildiğin Gibi Değil / Vuslat Saraçoğlu; En İyi Yönetmen Tereddüt Çizgisi / Selman Nacar; En İyi Senaryo Bildiğin Gibi Değil / Vuslat Saraçoğlu; En İyi Kadın Oyuncu Tereddüt Çizgisi / Tülin Özen; En İyi Erkek Oyuncu Bildiğin Gibi Değil / Alican Yücesoy & Serdar Orçin; En İyi Görüntü Yönetmeni Yurt / Florent Herry; En İyi Özgün Müzik Son Hasat / Doğan Duru; En İyi Kurgu Bildiğin Gibi Değil / Naim Kanat; En İyi Sanat Yönetmeni Beraber / Nadide Argun van Uden.